Batı Trakya’ya Aydın Ziraat Odaları’ndan altı oda Yönetim Kurulu Başkanı olarak düzenlenen geziye bir serin Gümülcine sabahında “Tarım ve Hayvancılık Araştırma Enstitüsü” nün görevlileri Onur Ahmet Mustafa ve Hüseyin Sadık’ın bizleri Gümülcine’de karşılamaları ile başladık.
Sabahın erken saatleri olması dolayısıyla programımızın başlama saatine kadar zaman kaybetmek amacıyla Gümülcine Gençler Birliği,Çukur kahve civarında tur atarak başladık. Gümülcine Türk Gençler Birliği’nde tadilat çalışmaları olduğu için içeriyi gezemedik. Eski dostlardan Eski Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanlarında Sami Toraman ile karşılaşmak hoş bir sürpriz oldu.
1952 yılında Türk ve Yunan hükümetleri arasında yapılan bir protokol ile Batı Trakya Türk Azınlığı Eğitimi'ne bazı olumlu düzenlemeler getirilmiştir. Bu yıllarda Gümülcine’de Celal Bayar Lisesi kurulmuş, öğretime açılmıştır.
Türk öğrencilerin öğretmen olmaları ve Batı Trakya Türk Azınlığı Öğrencilerini eğitmek amacıyla Türkiye’deki Öğretmen okullarına tahsile gönderilmişlerdir. 1961-1964 yıllarında mezun olup geri döndüklerinde her biri, birer okulda görevlendirilmiş, aylıkları Türkiye’den ödenmek üzere mesleğe atılmışlardır. 1974 Kıbrıs Harekatı'ndan sonra bu öğretmenlerin pek çoğu mesleklerinden ihraç edildiler.
Daha sonraki yıllarda Yunan Devleti Türk Azınlık okullarında istihdam etmek üzere Selanik’te bir Eğitim Akademisi kurdu. Bu öğretmenleri mezun ederek Türk okullarında görevlendirmeye başladı.
Akademili öğretmenlerde çocuklarının öğretim görmesini istemeyen Türk Azınlık Mensupları ilkokul ve ortaokul öğrencilerini Türkiye’ye yatılı okullara gönderirken Yunan üniversitelerine kabul edilmeyen lise mezunları da Türk üniversitelerinde kendilerine ayrılan kontenjanlardan yararlanarak, üniversiteleri bitirip Yunan Devleti’nden iş istediler. Ancak pek çoğuna görev verilmedi.
Bunlardan birisi de kadim dostumuz DTCF Yunan Dili ve Edebiyatı mezunu Mustafa Hacı Hüsrev’di. Randevu saatimize kadar hem kendine muhabbetimizi sunmak hem de hasret gidermek amacı ile sobacılar çarşısındaki mütevazi, Anadolu tipi sobacı dükkanında ikram ettiği sabah kahvelerini yudumladık.
Mustafa Hacı Hüsrev ile 1986- 2000 yılları arasında Türk Azınlığının “hak mücadelesi” alanında verdiği mücadele ve mücadelenin kahramanlarını anarak tatlı bir hatırlama sohbetinde bulunduk.
Gümülcine’nin Aydınlar evi olarak niteleyebileceğimiz Çukur Kahvesi ( Ahmet Ağa Kahvesi ) sokağında bulunan sobacılar çarşısı artık, soba tüketimi olmadığından nerdeyse geleneksel işlevini yitirmek üzere.
Fakat bu arasta tipi çarşının da korunması kanaatindeyim.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.