Takip Et

Cumhuriyet Hükümetlerinin Tarıma Yaklaşımı-65

1960’lı yıllardan itibaren hükümetler çalışan tüm kesimlerin gelirlerini artırıcı politikalar uygulamış ve bu yolla işçi, köylü, memur ve çiftçi gibi kesimlerin tüketim potansiyelini artırarak yerli sanayicinin her türlü malı satabileceği geniş bir iç pazar oluşturulmaya çalışılmıştır. Ayrıca devletin çeşitli tarım ürünlerine uyguladığı taban fiyat politikalarıyla kırsal kesimin gelir düzeyi korunmuş ve bu yolla yerli sanayicinin pazar problemi çekmemesine çalışılmıştır. Bu arada sanayi üretiminin milli gelir içersindeki payı sürekli olarak artmaya başlamış ve büyük kentlerde yüksek teknoloji uygulayan ağır sanayi kuruluşları birer birer ortaya çıkmıştır (1)

 

1960-1980 yılları Türkiye’de önemli toplumsal ve ekonomik değişimleri beraberinde getirmiştir. Kırdan kente doğru olan göçün artarak devam etmesi, gecekondulaşma ve sanayideki gelişmelere paralel olarak işçi sınıfının önemli bir toplumsal kesim olarak ortaya çıkması bu değişimlere örnek olarak verilebilir. Gerçekten de, 1960 yılından sonra işçi sınıfı güçlü ve örgütlü bir toplumsal kesim olarak Türkiye’nin toplumsal değişim dinamiklerini etkileyen en önemli toplumsal kesimlerden biri haline gelmiştir. Kırdan kentte doğru olan göçün artarak devam etmesi kentlerde yaşayan nüfusun sürekli artmasına neden olmuştur. Örneğin 1950 yılında toplam nüfusunu yalnızca % 18’i kentlerde yaşarken bu oran 1980 yılında % 44’de çıkmıştır. Ancak 1950’li yıllarda olduğu gibi, 1960’lı ve 1970’li yıllarda da gecekondulaşma olgusu yasal olmayan yollardan kamu arazisi üzerine gecekondu inşa etme şeklinde devam etmiştir. Kamu arazisi üzerine kaçak olarak yapılan gecekondular kırdan kente göç eden insanların ilk durağı ve barınma merkezi haline gelmiştir(2).

 

Birinci beş yıllık kalkınma planlanın (1963-1967) ardından ikinci (1967-1972) ve üçüncü (1973-1977) planlarda uygulamaya konmuştur. Bu dönemde kişi başına düşen gelir yıllık bazda ortalama yüzde 3 ile 5 civarında yükselmiş, sanayi üretimi artmış ve devlet önemli sanayi alt yapı yatırımlarında bulunmaya devam etmiştir(3).

 

Her ne kadar Demirel hükümetleri döneminde Türk tarımı en güzel dönemlerini yaşamış olsa da hazine ve maliye açısından bazı sorunlar ortaya çıkmıştır.

 

İkinci beş yıllık kalkınma planında (1968-1972), tarımın desteklenmesine ve tarımsal fiyat politikalarına daha az önem verildiği görülmektedir (DPT, 1967). Bu plada, tarım sektörünün fiyat politikalarıyla sürekli desteklenmesinin, fiyatların yükselmesine, yapısal bozuklukların meydana gelmesine ve kaynakların tahsisinde israflara neden olduğu belirtilmiştir. Bu önlemler, iç ve dış piyasada yeterli talebi olan ürünlerin, gereksiz stoklara neden olmadan artırılması, tarımsal desteği zamanla azaltacak yapısal değişmenin sağlanması, fiyat dışı teşviklerin öne çıkarılması ve buna göre örgütlenmenin yapılması olarak sıralanmıştır(4).

 

İkinci beş yıllık kalkınma planında (1968-1972), tarımın desteklenmesine ve tarımsal fiyat politikalarına daha az önem verildiği görülmektedir (DPT, 1967). Bu plada, tarım sektörünün fiyat politikalarıyla sürekli desteklenmesinin, fiyatların yükselmesine, yapısal bozuklukların meydana gelmesine ve kaynakların tahsisinde israflara neden olduğu belirtilmiştir. Bu önlemler, iç ve dış piyasada yeterli talebi olan ürünlerin, gereksiz stoklara neden olmadan artırılması, tarımsal desteği zamanla azaltacak yapısal değişmenin sağlanması, fiyat dışı teşviklerin öne çıkarılması ve buna göre örgütlenmenin yapılması olarak sıralanmıştır.

 

(1): TÜRK İ YE'DE SOSYAL VE EKONOM İ K DE ĞİŞ MELER, AÖF,s 163.

(2):A.g.m s 163

(3): A.g.m s 163

(4): Tarım Politikası Prof. Dr. Fahri YAVUZ Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü,s 47.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.