Pek çok konuda olduğu gibi ülkemiz organik tarımda da geç kalmış, Batı ülkelerinde yaygınlaştıktan sonra konunun değeri anlaşılmaya başlamıştır.
Türk’ün verdiği bilgilere göre,” Organik tarımla ilgili ilk çalışma, İngiltere’de 1910’lu yıllarda organik tarım görüşünün oluşturulmasıdır. Bunu, Albert Howard’ın “Tarımsal Vasiyetnamesi” nin 1940 yılında yayınlanması takip etmiştir.
Diğer Avrupa ülkelerinde ise alternatif tarım arayışının öncüleri arasında Dr. Rudolf Steiner görülmektedir. Bir antropolog olan Steiner, 1924 yılında Biyodinamik (Biyolojik-Dinamik) Tarım Yöntemi hakkında bir kurs düzenlemiş ve 1928 yılında Biyodinamik Tarım Enstitüsü’nü kurmuştur.
Bir diğer alternatif arayışı, 1930’lu yıllarda İsviçre’de görülmektedir. Müeller ve Rusch, organik tarım ilkelerinin bir bölümünü oluşturan Kapalı Sistem Tarım (en az dış girdi gereksinimi olan tarım şekli) konusunda çalışmalarda bulunmuşlardır. Aynı konuda Lemaire- Boucher, Fransa’da bazı alglerin bitkilerde doğal dayanıklılığın arttırılması amacıyla kullanılabileceğini tespit etmişlerdir.”
Ülkemizde ise organik tarım,İngiltere’den tam 75 yıl sonra, 1984-1985 yıllarında yurtdışından gelen talep nedeniyle,ihracatta duyulan kaygılar nedeniyle, yapılmaya başlanmıştır.
İlk zamanlarda tamamen yabancı kişi ve kuruluşlar tarafından danışmanlık, denetim ve sertifikasyon işlemleri gerçekleştirilirken, 1990’lı yılların başında az da olsa Türk uzmanlar yetişmiş ve yabancı firmaların ülkemizdeki temsilciliklerini yapmaya başlamışlardır.Bugün ise danışmanlık firmaları ve sertifikasyon işlemleri tatmin edici olmasa da yaygınlaşmaya başlamıştır.
Tarım Bakanlığının çalışmaları neticesinde “organik tarım” mevzuatımızda 1991 yılında Avrupa ülkelerine ihraç edilen ürünler için, Avrupa Topluluğu’nun EC 2092/91 sayılı yönetmeliği ile geçerli olmaya başlamıştır.
Bu yönetmelik, organik tarımın tanımını yapmakta ve ilkelerini ortaya koyarak kullanımına izin verilen girdileri listeler halinde belirtmektedir. Daha sonra 2092/91 sayılı yönetmeliğin 14 Ocak 1992 tarihinde yayımlanan 94/92 sayılı ekinde; Avrupa Topluluğu’na organik ürün ihraç edecek ülkelerin uymak zorunda olduğu hususlar ayrıntıları ile belirtilmiş ve ülkelerin kendi mevzuatlarını uygulamaya koymaları ve bu mevzuatın da dahil olduğu çeşitli teknik ve idari konuları içeren bir dosya ile Avrupa Topluluğu’na başvurmaları zorunluluğu getirilmiştir.
Daha sonra bu yönetmelikte bazı değişiklikler yapılarak, özellikle yaptırımlara ilişkin hususların yer aldığı düzenleme metni 29 Haziran 1995 tarih ve 22328 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
2002 yılına gelindiğinde Avrupa Birliği Yönetmeliği’nde yapılan değişikliklere uygun olarak çalışmalar yapılmış ve 11 Temmuz 2002 tarih ve 24812 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” ile organik tarım metodu ile yapılacak üretim ilkeleri, pazarlanması, kontrolü, sertifikalanması ve denetimi esasları belirlenmiştir.
Pek çok ham mamulün pazarlama öncesinde,pazarlama ve fiyat şansını artıran “organik tarım ve üretim” uygulamalarının hızla artması gerekmektedir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.