Takip Et

TARIM VE İSTİHDAM-1

İstihdam, genel anlamıyla işe yerleştirme demektir. Ekonomi diliyle ise toplum içinde geniş kesimlere iş edindirme sürecidir.

İstihdam, Türkiye gibi ülkelerin hakkından zor geldikleri, çözmekte en çok zorlandıkları konuların başında gelmektedir. Çünkü nüfus arttıkça işe girmek ve ekmek parasını kazanmak isteyen nüfus da o oranda artmaktadır. Ancak ülkenin gelişme hızını gösteren büyüme rakamları da hizmet, ulaşım, sanayi maden, imalat ve tarım sektörlerindeki yeni üretime geçen işletmelerin, eski ve üretimde olan işletmelere oranına karşılık gelmektedir.

Eğer nüfus artış oranı büyüme hızının gerisinde kalırsa işsiz sayısı da artmaktadır.

Ülkemizde işsiz sayısını belirleyen kurum TÜİK’dir.

Ülkemizin istihdam rakamları sağlıklı mıdır? TÜİK’in yayımladığı istihdam rakamları bilimsel açıdan güvenilirlik dereceleri neden düşük sayılmaktadır?

TÜİK işsizlik rakamları konusunda, Türkiye’de işsizlik oranını son yıllarda hep yüzde 9-10 civarında, işsiz sayısını da 4 milyona yakın göstermektedir. Oysa gerçekte yüzde 20, hatta yüzde 25 civarında, gerçek işsizler ise 8-10 milyon arasındadır. Peki, neden böyledir? Çünkü Türkiye’de işsizliğin hesaplanmasında, tutarsızlıklar ve bilim dışılık mevcuttur. Belirlenen yöntem bilimsel değildir.

Özellikle AB ülkelerinde işsizlik oranı, ülkemizden fazla görünmektedir. Peki, gerçekte böyle midir? Hayır. Fark, hesaplama ile ilgili uygulama veya işlem farklılıklarından ileri geliyor. Peki, bu nasıl olmaktadır?

Birinci sorun kim işsiz, kim işsiz değildir, sorusunun cevabını bulmakta yatıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) istihdam ve işsizlik verilerini her ayın ortasında yayınlamaktadır. TÜİK’e göre birinin işsiz sayılması için, son 3 ay içinde resmi iş arama kanallarından en az birini kullanmış olması gerekli saymaktadır. Bu olmadığı takdirde işsiz sayılmamaktadır. Daha açık bir ifadeyle, kişi iş sahibi olmak için resmî bir girişimde bulunmuş olmalı. Yani İŞKUR’a başvuru yapmalıdır. Aksi halde, böyle bir girişimde bulunmamışsa TÜİK’e göre, işsiz olmasına rağmen, işsiz sayılmamaktadır. Eğer biri, daha önce uzun süre iş arayıp da bir türlü bulamamışsa, bütün umudunu kaybederek artık iş aramaktan da vazgeçmişse, bu kişiler işsizlik istatistiklerinin “umudu kesikleri”ni oluşturuyor ve işsiz sayılmamaktadır.

Bunun yanında ev hanımları, iş bulmaktan umudunu kesip iş aramayanlar, emekli ve sakatlar, mevsimlik çalışanlar, tarım durağan olduğu dönemde evinde yurdunda oturan mevsimlik tarım işçileri, öğrenciler ve askerlik görevini yapanlar işsiz sayılmamaktadır.

Prof. Dr. Cihan DURA’nın anlatımı ile “Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK’in) açıkladığı işsizlik oranları gerçek anlamda işsiz olanları ,işsiz olarak göstermemektedir. Şu sebeple ki TÜİK, işsiz olduğu halde, fiilen iş aramayanları dikkate almıyor. İş arama kanallarından birini, son 3 ay içinde kullanmış olmalarını şart koşuyor. Oysa bu kişiler; işsiz kalmaktan bıkmış usanmış, adeta tükenmiş olan insanlardır. Çok uzun bir süre iş aradıktan sonra artık umutsuzluğa düşmüş, “iş bulmaktan ümidini tamamen kesmiş” kimselerdir. TÜİK bunları “İş umudu olmayanlar” olarak sınıflandırıyor. Oysa onlar iş olsa, çalışmaya dünden hazırdırlar. Kaldı ki bir kısmı eş dost vasıtasıyla iş aramaktadır”, ancak bunu açıklamıyorlar.

Tarım da ülkemizin en çok istihdam sağlayan sektörlerden birisidir.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.