Takip Et

Osmanlı Devleti’nde Tarımsal Desteklemeler-7

1856’da başlanan İzmir-Aydın hattı gibi demiryolları aracılığıyla Avrupa malları daha içerilere de kolaylıkla taşınabilecekti. Osmanlı hammaddesi de aynı yoldan diğer Avrupa ülkelerine ihraç edilebilecekti. Bütün bunların yanında İngiltere artık her alanda etkinliğini kaybetmekte olan Osmanlı Devleti’ne sağlayacağı bazı desteklerle büyük imtiyazlar alabilecek durum da idi. İşte 1838 Osmanlı-İngiliz ticaret anlaşması böyle bir ortamda imzalanmıştır. Önce İngiltere ile imzalanan ve sonra da diğer batılı devletlere de uygulanan anlaşma gereğince Osmanlı kıymet üzerinden ithalattan % 5, ihracattan % 11 oranında vergi alması kararlaştırılmıştır. (1)

1838 Ticaret Anlaşması, Osmanlı’ya giren mallar üzerindeki gümrük vergisini % 5 yükselti ise de bu anlaşma ile bütün iç gümrükler ve tekeller kaldırıldı. Her ne kadar tekeller ve iç gümrük uygulaması hemen ortadan kalkmadı ise de 1827’den 1850’ye kadar Osmanlı’nın İngiltere’den ithalatı % 400’den daha fazla artarken Osmanlı’nın toplam İngiliz ihracatındaki payı ancak % 1.9’dan % 4.9’a yükselmiştir (2).

Osmanlı Devleti üzerinde İngiliz etki ve baskısının artması, Osmanlı tarımının da kaderini tayin etmekteydi.

Osmanlının tarım siyaseti değişerek daha çok Avrupa sanayisinin ihtiyaçlarına uygun pamuk,tütün vb. gibi ihracata dönük tarıma dönülmesini sağlayan 1838 anlaşması tahıl üretimini düşürdü. Bu da tahıl üretiminin artan nüfusa yetmemesi, ihracata göre tarım yapma gibi tehlikeli bir durum yarattı. El sanatlarına dayalı Osmanlı sanayisi yok olmaya terk edildi. Avrupa menşeli her türlü mal Osmanlı ülkesini istila etti. Nihayet Avrupa ticaret anlaşmalarının ve kendi sanayi mallarının yardımı ile Osmanlı üzerinde ticari ve ekonomik emperyalizmini tesis ederek kalkınmasına engel oldu. Bu uygulama sonunda Osmanlı Devleti'nin dış ticaret dengesi XIX. yüzyılın ikinci yarısında açık verdi. Osmanlı’nın bütçeyi dengelemek için gösterdiği gayretler, 1850'lerde başlayan ağır borçlanmalara yol açtı. ( 3)

İngiltere ile ilişkiler sıklaştıkça devletin dış borç yükü de hızla artmıştır. Osmanlı Bankası’nın kurulması, devletin borçlanmasında bir kolaylık haline gelirken borçlardan kurtuluş çareleri de aranmaktaydı.

Devletin borçları artarken İngiltere’nin Osmanlı Devleti ile ilgili ihracat-ithalat politikası Osmanlı çiftçisinin zararına gelişmekteydi.

Bu durum İttihat Terakki’nin 1908’de iktidara gelişi ve 1913 yılında yoğunlukla uygulamaya koyduğu “milli tarım politikaları”na kadar devam etti.

 

 

(1): Rıfat Önsoy, Osmanlı Borçları, s. 11.

(2): Orhan Kurmuş, a.g.e., s.26.

(3): 7Bayram Kodaman, “Avrupa Emperyalizminin Osmanlı İmparatorluğu'na Giriş Vasıtaları (1838-1914 )”, Milli Kültür, cilt: 2, sayı: 1, Ankara,1990, s. 28.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.