Bundan 12 gün önce 2 Temmuz’da Yunan Meslektaşım ile “Kontrollü muhalefet” üzerine yaptığımız sohbeti seninle paylaşmıştım şekerim.
Bu konuya ilişkin, “Başka neler konuştunuz” diyorsun, yoğunluktan şu günlerden o sohbeti sana uzun uzadıya anlatma şansım yok.
Özetle şunlardan bahsetti;
Kontrollü muhalefet (diğer partileri yöneten aktörler) Kontrollü kamu (vali ve altındakiler) idaresi,
Kontrollü bürokrasi,
Kontrollü medya,
Kontrollü mafya,
Kontrollü yargı,
Kontrollü kolluk,
Kontrolsüz bolluk…
Bahsettiği bolluğun şehre ve şehrin insanına değil, kontrol eden ile kontrol edilene olduğunun da altını çizdi. Şimdilik bunlarla yetin canımın içi.
Bugün sana Cumhuriyet Halk Partisi içinden, “Hafıza tazelemesi” ve “Kulis yoklaması” yöntemleriyle derlenen, “Özlem Çerçioğlu ile Kılıçdaroğlu ilişkisi ve Özgür Özel ilişkisizliği” konularını anlatacağım.
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, geçtiğimiz hafta CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kendisine karşı takındığı tavırla gündeme geldi. Çerçioğlu’nun CHP Genel Merkezi ile, 38. Olağan Kurultay’dan sonra arası hiç iyi olmadı. Çerçioğlu, Aydın delegasyonunu Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermesi için baskı altında tuttu ancak delegasyondan sekiz fire verdi. Kongreyi Özgür Özel kazandı.
Çerçioğlu, Özgür Özel’in Genel Başkan adayı olduğu günlerde yaptığı Aydın ziyaretinde, Özel’i karşılamadı, CHP il binasına gitmedi. Kendine yakın belediye başkanlarını arayarak katılmamalarını sağladı. Ancak Özgür Özel seçimleri kazandıktan sonra Manisa’ya yaptığı ziyarette, Çerçioğlu 150 km yol giderek Özgür Özel’i karşıladı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel tüm bunları bir kenara not etti.
Hemen ardından CHP’nin Tüzük Kurultayı yapıldı. Bu kurultay, Başkan Çerçioğlu için hayati önem taşıyordu. Çünkü kurultay delegelerinin kabul ettiği maddeyle, Özlem Çerçioğlu’nun belediye başkanlığı son dönemine girmiş oldu. CHP tüzüğündeki maddeye göre, üç dönem belediye başkanlığı yapanlar bir daha aday olamıyor. Bu maddeyle birlikte Çerçioğlu için "yolculuk hazırlıkları" başlamış oldu.
CHP Genel Merkezi, Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı yapabilmek için parti içerisinde bir çalışma başlattı. CHP üyeleri arasında bir ön seçim kampanyası yürütüldü. Başkan Çerçioğlu bu kampanya süresince her şeyi kenardan izledi. Yalnızca "yapmış olmak için" birkaç paylaşım yaptı.
Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu’na karşı, elinin altında tuttuğu bazı kişilere hakaret dolu paylaşımlar yaptırdı. Bu kişilere hâlâ Aydın Büyükşehir Belediyesi bütçesinden ciddi rakamlar ödeniyor.
Hemen ardından Ekrem İmamoğlu’na ve bazı belediye başkanlarına karşı gözaltı kararları ve tutuklamalar geldi. Başkan Çerçioğlu, Ekrem İmamoğlu için yapılan tepki mitinglerinde yine sessizliğini korudu. Çerçioğlu’na yakın ilçe belediye başkanları da sessiz kaldı. Ekip halinde olup biteni izliyorlardı. CHP Genel Merkezi, milletvekilleri, il ve ilçe başkanları yüksek sesle tepkilerini dile getirirken, Çerçioğlu ve ekibi son ana kadar hiçbir paylaşım desteği vermedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tüm bu yaşananlardan sonra CHP Genel Merkezi’nde kabul ettiği belediye başkanlarına konuşma yapmak üzere kürsüye çıkarken, tüm belediye başkanlarıyla tokalaştı. Ancak Başkan Çerçioğlu’yla göz göze bile gelmeden tokalaştı ve sitemini bu şekilde iletti.
Çerçioğlu’nun her zaman kalbinde ve kafasında Kemal Kılıçdaroğlu var. Yaşanan mahkeme sürecinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi tekrar gündeme geldiğinde, Çerçioğlu’nun elinin altındaki basın mensupları el altından Kılıçdaroğlu’na büyük destek verdi. Çerçioğlu, Kılıçdaroğlu’na yaptığı numaraları Özgür Özel’e yapamaz. Çünkü Özgür Özel, onun yalan gözyaşlarına inanmaz, çevirdiği kumpasların içinde yer almaz.
Kılıçdaroğlu ile Özgür Özel arasında teşkilat yönetimi tarzı bakımından da büyük farklar var. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanlığı yaptığı dönemde, il ve ilçe başkanları ile kadın ve gençlik kolları neredeyse belediye başkanlarının emir eri durumundaydı. Hiçbir teşkilat mensubunun, il ya da ilçe başkanının söz hakkı yoktu. İl ve ilçe başkanları, adeta belediyenin personeli gibiydi. CHP teşkilatları, ideolojilerinden ve parti programından çok uzakta bir siyaset yürütüyordu.
İşte bu yönetim tarzı, Özlem Çerçioğlu’nun arzu ettiği bir modeldi. Belediye başkanlarının güvendiği kişiler, belediye içinde personel olarak görev alıyor, belediye başkanı ne diyorsa o yapılıyordu.
Özgür Özel, CHP Genel Başkanı olduktan sonra bu anlayış tamamen değişti. CHP teşkilatları yeniden canlandı. Belediye başkanları kendi bölgelerinde, il ve ilçe başkanları ise kendi yetki alanlarında siyaset üretmeye başladı. Bu durum, Başkan Çerçioğlu’nun istemediği, kontrol edemediği ve müdahale edemediği bir tabloydu. İşte bu nedenle, Çerçioğlu Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismini duyduğu anda heyecanı yükseliyor, kalbi güm güm atıyor.
Ancak teşkilatlar aynı duyguları paylaşmıyor. Çerçioğlu için son yaklaşıyor. Tüzük kurultayında alınan üç dönem kuralı, yaşanan süreçte sessiz kalması, CHP Genel Başkanı'nın yanında yer almaması ve Kılıçdaroğlu’nun ismi geçtiğinde tüm dinamiklerinin Kılıçdaroğlu lehinde tavır alması, Çerçioğlu’nun gidişini hızlandırıyor.
Bu arada bana, “Mutlak Butlan ne demek?” diye soruyordun ya; “Yok hükmünde” demek.
Sence bunca bilgiden sonra Özgür Özel’in nezdinde Çerçioğlu’nun durumu nedir?
“mutlak butlan” deme sakın, o hukuksal bir terim.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.