Artvin’e giden bilir. Şehir, eteğinden zirvesine kadar kocaman bir dağı kaplıyor. Belki düz arazi olmadığı için zorunluluk olmuştur ama inanılmaz güzel bir görüntüsü var. Eminim orada alt yapı hizmetleri çok daha sağlıklı yürüyordur.
Aydın’ın ilçelerine baktığımızda böyle yapılanan kaç yer var. Bozdoğan ve Karacasu dışında bütün ilçeler ovaya doğru büyüyor. Didim’de de yapılaşma kırsal alana doğru mecburen kayıyor.
Bugüne kadar yanlış yapılmış olabilir ama bundan sonra verimli tarım arazilerinin şehirleşmesine izin vermemiz gerekir. Çünkü dünyada her geçen yıl tarımsal ürünlerin değeri ve önemi artıyor. Nüfus artışıyla da böyle devam edip gidecek. En güzel topraklarda yaşamanın avantajını, verimli tarım arazilerini şehirleştirerek dezavantaja dönüştürmemeliyiz.
Bu konu, belki uzmanlık gerektirir fakat uzman olmayanın da rahatlıkla görebildiği bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuz aşikardır.
İnternette arama yaptırdığımda bu yıl içinde yapılmış bir habere rastladım ve bir paragrafını sizlerle paylaşıyorum;
“Son 20 yılda 3 milyon hektar verimli tarım arazisi amacı dışında kullanıldığı için yok oldu. Uzmanlar, alternatif alan varken işlenebilir arazilerin tahrip edilmesinin savurganlık olduğunu belirtiyor. Tarım arazileri en çok sanayi, konut, turizm, madencilik ve ulaştırma amaçlı kullanılıyor”
20 yıl sonra ne duruma geleceğimiz kararını varın, siz verin.
Ha, bir de doğal afet durumu var. Taşkın ve sel olaylarının artmasında da ovalarda yapılaşmanın etkisi büyük olsa gerek.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.