AyFm 100.5

Sayın Akın Gürlek, Aydın’ın Dosyası Masanızda!

Yolsuzluk organize, deliller açık, kamu zararı büyük. Aydın halkı ise yıllardır susturulmuş bir adalet sisteminin gölgesinde yaşıyor. İstanbul Başsavcılığı bu suskunluğa son verebilir.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Akın Gürlek’e resmi kargo yoluyla ulaşan bir dosya var. Bu sıradan bir ihbar değil. Türkiye’nin çeşitli kademelerinde görev yapmış bir devlet adamının, bir bürokratın, bir hukuk takipçisinin belgeli çağrısı.

Bu dosya, tvDEN ekranlarında sunduğum Baş Başa programında uzun zamandır konuk ettiğim ve bu meseleleri enine boyuna konuştuğumuz Eski İçişleri ve Milli Savunma Bakan Danışmanı, aynı zamanda Eski TBMM Başkan Danışmanı olan emekli bürokrat Haldun Haşmet Aysan tarafından hazırlanıp gönderildi.

Ve dosya bizzat İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e ulaştı.

AYDIN’DA NE OLDU?

Dosyada Aydın Büyükşehir Belediyesi’nde 2015–2019 yılları arasında yapılan temizlik ve süpürme ihalelerinin, Aziz İhsan Aktaş liderliğindeki bir suç örgütüyle bağlantılı firmalara nasıl yönlendirildiği anlatılıyor. İhaleler pazarlık usulüyle yapılıyor, firmalar önceden belirleniyor, yaklaşık maliyet “kurgulanmış” teklifler üzerinden hesaplanıyor.

KAZANANLAR HEP AYNI:

Bilginay Ltd. Şti.

Barka Atık Yönetim

Akdeniz Temizlik A.Ş.

TAD Atık Yönetimi

Bu firmalar başka belediyelerde de aynı yöntemle ihaleleri almış, İstanbul’un bazı ilçelerinde bu gerekçeyle soruşturmalar açılmış, tutuklamalar yapılmış.

AYDIN’DA KİMLER SORUMLU?

Dosyada adı geçen ve sistemin “belediye ayağını” yönettiği belirtilen isimler:

Özlem Çerçioğlu (Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı)

Önder Yeğen (Başkan Danışmanı, Eski Genel Sekreter, ASKİ Teftiş Kurulu Başkanı)

Ertuğrul Yamen (Genel Sekreter)

Nermin Canyurt (Teknik süreç sorumlusu)

İbrahim Gürdal (Uygulayıcı bürokrat, şimdilerde halkı bilgilendiren önemli bir yayıncı. Videolarında “İnkar edeni, ifşa ederim” demesiyle ve “her şey bir cinnete bakar” vurgusu yaparak Çerçioğlu’nu tehdit etmesiyle meşhur)

İçişleri Bakanlığı’nın 2023/270 sayılı kararıyla bu isimler hakkında soruşturma izni verildi.

Yani artık delil yokluğu da yok, yasal engel de yok.

KAMU ZARARI NE KADAR?

2016 yılı ihalesi: 30 ay süresince 65 milyon TL (2016’daki 65 milyon TL, bugün yaklaşık 3,13 milyar TL satın alma gücüne eşdeğer)

Diğer yıllarla birlikte toplamda kamu zararının 150 milyon TL'yi aştığı belirtiliyor. Güncel rakamın boyutunun da iki katına çıktığını tahmin etmek zor değil. Bugünün rakamlarıyla 6 milyar TL’den büyük bir vurgun söz konusu.

Tanık ifadelerinde "aylık 250 bin TL komisyon" pazarlıklarından söz ediliyor. (Güncel rakamla 3.1 milyon TL)

Ve tüm bu rakamlar, Aydın halkının alın terinden, vergisinden, yoksun bırakılmış hizmetinden koparılarak aktarılıyor.

AYDIN’DA YARGI NEDEN İŞLEMİYOR?

Yıllardır Aydın Adliyesi’nde benzeşen çok dosya var. Bu dosyaların bir kısmı bekliyor.Bir kısmı parçalanmış, bir kısmı birleştirilmiş ama tamamı sürüncemede kalmış. Kimi zamanaşımına gidiyor, kimi rafta çürütülüyor. Aydın halkı artık adliyeye değil, söylentilere inanıyor.Adaletin kişiye, makama, siyasi konuma göre işlediğini düşünüyor. Ve işte tam da bu nedenle İstanbul merkezli yürütülecek bu soruşturma, Aydın’ın adalete olan son umudu olabilir.

SAYIN GÜRLEK’E AÇIK ÇAĞRIMDIR:

Bu dosya sadece bir suç duyurusu değildir.

Bu dosya:

Aydın halkının gasp edilen hakkıdır.  
Milletin soyulan cebidir.

Devletin alenen itibarsızlaştırıldığı bir suç zinciridir.

Eğer gereği yapılmazsa;

Kamu vicdanı daha da örselenmiş olur,

Yargı tarafsızlığına olan inanç daha da zedelenir,

Belediyecilik değil, çürüme normalleşir.

SORUMLULUK BÜYÜKTÜR; AMA GÖREV NETTİR:

Adana’da yapıldı,

Adıyaman’da yapıldı,

İstanbul’da yapıldı.

Aynı suçlar, aynı kişiler, aynı firmalar...

Farklı olan ne biliyor musunuz?

Aydın’da yargı hâlâ susuyor.

Ama İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bu suskunluğu bozabilir.

Sayın Akın Gürlek, tüyü bitmemiş yetimin hakkı için gereğinin yapılması durumu sizde. 

Siz bu süreçte adım atmazsanız, vatandaşın size olan güveni zedelenir.
Yargının tarafsızlığı tartışma konusu olur.
“Bazı iller için adalet var, bazıları için yok” duygusu pekişir.

İşte bu, yalnızca Aydın’a değil, Türkiye Cumhuriyeti hukuk sistemine büyük bir darbe olur.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.