Cem Ulucan, dün köşesinde yazdı. Bazı gazetecilerin firmalara şantaj yaparak iş yürütmeye çalıştığını, bu kişilere bazı kamu görevlilerinin yardım ettiğini, onların da masum olmadığını vurguladı.
Şantajcı olup da kendini 'gazeteci' diye tanımlayanların topluma ve mesleğimize ne denli zararlar verdiğini iyi bilenlerdenim. Günümüzde hala şantajcılık için gazeteciliği kullananları da anlamış değilim.
Geçtiğimiz aylarda Aydın'da Coşkun Can adlı bir kasap 5 ton domuz eti yakalattı. Serbest kaldıktan sonra Aydın'ın en gözde mekanlarından Keyif Bahçesi'nde elinde rakı bardağı, önünde kahvaltı sofrası ile bir paylaşım yaptı.
Yakalattığı domuz etlerinden dolayı zararının büyük olduğunu yazdı. Rakılı kahvaltı sofrasının masrafları ve yakalattığı domuz etleri zararının karşılanması için çağrı yaptı. "Yarın saat 17.00'e kadar aramanızı bekliyorum, yoksa Aydın'da benden domuz eti alan lokanta ve işletmeleri açıklarım" dedi.
Ortalık ayağa kalktı. Dedikodulardan işittiğimiz, Coşkun Can 5 milyon Lira para toplamayı hedefledi ve büyük oranda bu hedefine ulaştı.
Şantaj yaparak ayakta durmaya, bunu için gazeteciliği kullanmaya çalışanlar; domuz eti sektöründeki gelişmeleri yakından takip edin. Zaten kirli işler varken doğasında temizliğin kaçınılmaz olduğu mesleğimizi daha fazla kirletmeyin.
Sana gelince Cem Ulucan, insanlara 'Bir işi yapmayın' derken alternatifini de ortaya koyman gerektiğini ben öğretmiş olayım. Bu arada yazılarımın az okunduğunu yazmış, çok okunmak için neler yapmam gerektiğini sıralamışsın. Burada alternatifi söylemeyi unutmadığın için ayrıca teşekkür ederim. Lakin bu konu kapanmış değil uygun zamanda geniş geniş o yazına da cevap vereceğim.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.