Ben aslında o adamı yazmak istiyordum. Hani şu, "Aydınspor 1923'e 3.5 milyon TL borç verdim" diyen Ordulu İşadamı Şahin Kaya'yı kaleme alacaktım.
"Sen de kimsin, nereden çıktın?" gibilerinden sorular yöneltecektim. "3.5 milyon TL senden borç alan takım bu durumda mı olur, bu paralar ve belediye başkanının verdiği 500 bin TL'lerle rahatladığı duyurulan o paralar nerelerde harcandı?" şeklinde sorular hazırlamıştım. "Seçim senesinde siyasilerin candan destek olduğu takımın sana mı ihtiyacı vardı?" türünden de bir şeyler sormak istiyordum. Hatta ve hatta, "Sen enayi misin de Ordu takımları dururken Aydın takımına sahip çıkıyorsun?" bile diyecektim.
Bütün bunların anlamsız olduğunu düşündüm. Çünkü bu, Aydınspor adı taşıyan kulüplerin kaderiydi. Ha 1966, ha 1923 adı fark etmiyordu...
Bence hiç kafa yormaya gerek yok, verin kulübü bu Ordulu, Aydın sevdalısı fedakar işadamına nasıl biliyorsa öyle yapsın. Siz de Aydınspor 2014'ü kurarsınız. Aydın'ın 'ileri gidenlerinden' muhakkak sahiplenen olacaktır. Çünkü onların da böyle yerlere ihtiyacı vardır. Benzer bir enayi bulana kadar onunla idare edersiniz... Ona da, 'ula git uşağum' işine der geçerseniz. Şayet bir gebeliğiniz yoksa, bunu rahatlıkla yapabilirsiniz.
1926 RUHU
Niye yazmadım bunları; Çünkü paylaşmam gereken bir mutluluk ve gurur var. 1926 yılında kurulan, her zaman samimiyetle yönetilen ve desteklenen Çine Madranspor var. Adı da hiç bir zaman değişmedi. Mafya ele geçirmek istese de Beckenbauer lakaplı Boyacı Muammer müsaade etmedi. Tarihi şanlı fedakarlıklarla dolu. Bu yıl şansı yaver gitti. İyi bir hocası ve mükemmel bir kadrosu vardı. BAL'da şampiyon oldu. Ayak oyunlarına, hakemin kötü yönetimine rağmen Manisa Belediyespor'u da yenerek 3. Lige çıktı. Hayırlı uğurlu olsun. Çinemiz başarıyı, başarısını sürdürmeyi ve başarısını göstermeyi çok sever. İnşallah 2. Lig'e de çıktığımızı göreceğiz, göstereceğiz. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.
***
Yıllar önce futbol camiasından bir büyüğüm önemli olduğunu düşündüğüm bir şey anlatmıştı. Onu da paylaşmadan geçemeyeceğim; "Spor kulüpleri o kulübün hamiliğine soyunan kurum yöneticilerinin en iyi rüşvet kapısıdır. Örneğin belediyelerin. Biri belediyede iş görmeye gider, 'kulübe şu kadar bağışla gel' denir. O paraların bir kısmını kulüpte harcayıp büyük kısmını cebine indiren ya da seçim çalışmalarında yapacağı harcama için ayıran belediye başkanlarının bulunduğu şehirlerde kulüpler başarısız olur, batar gider. Şayet bu paraların tamamını kulüp için harcar üstüne de belediye imkanlarından para koyan başkanların olduğu yerde takımlar uçar gider..."
Çine Madranspor bu yönüyle de şanslı mı ne...
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.