Takip Et

Tezgahtar Nebahat - 4

Şekerim madem sen bu Tezgahtar Nebahat serisini çok sevdin, oradan devam edelim. Unutma canımın içi arada başka konulardan da konuşmamız lazım. Çok önemli gelişmeler var. hatırlat olur mu?

 

Tezgahtar Nebahat’ın geçmişine dair yaşadığı her şeyi silmek, unutmak istediği bir yaşam tarzı var. Nedense geçmişe ait hiçbir belgeyi barındırmak istemiyor. Öyle ki, birçok kadının hayatındaki en mutlu gün olarak kabul edilen nikâhına veya düğününe dair tek bir fotoğraf bulamazsınız; ne bir kare, ne bir tanık...

 

Çocukluğuna, gençliğine, lise ya da üniversite yıllarına dair ne bir arkadaşına rastlayabilirsiniz ne de bir hikâyesini duyabilirsiniz. Bir fotoğrafı bile yoktur.

 

Çocukluğu, gençliği ve evliliği hakkında hiç konuşmaz, yorum yapmaz. Özellikle üniversite yıllarındaki Ankara maceralarını kimse bilmez.

 

Ancak Nebahat şunu yapar: Kendisine rakip gördüğü ya da “uyuz olduğu”, sosyal konumunu tehdit ettiğini düşündüğü kişilerin geçmişini didik didik araştırır.

 

Onları tehdit etmek, kendi istediği noktaya getirmek için işe yarayabilecek her bilgiyi toplamaya çalışır.

Eğer aradığını bulamazsa, bu kez o kişi hakkında iftiralara başvurur.

 

Önce, hedefindeki kişiye iftira atar. Bakar ki toplum buna itibar etmiyor, bu kez o kişinin kız çocuklarına iftira atar. Toplum buna da inanmazsa, son çare olarak o kişinin eşi (karısı) hakkında iftiralar üretir.

 

Kötülüğün vücut bulmuş hali olan Tezgahtar Nebahat, tüm bu işlemleri yaparken en küçük bir vicdan azabı dahi duymaz. Karşı tarafın ahlakı, onuru, namusu ayaklar altına alınmış, korkunç bir iftiraya maruz kalmış olabilir ama Nebahat için bu, yalnızca bir “başarı”dır.

 

Varsa yoksa kendisi, varsa yoksa parası… Başka bir hayat anlayışı yoktur. Bulunduğu kurum üzerinden elde ettiği gayri resmi tüm kazançları gayrimenkule yatırır. Alışverişler döviz kuru üzerinden ve nakit olarak gerçekleştirilir. Kurumdan elde edilen paralar önce eşinin şirketine aktarılır, oradan da arsa ise arsa, gayrimenkul ise gayrimenkul alımına yönlendirilir.

 

Bu işleyiş içerisinde kendisine engel olan herkes, iftiralarının zehirli oklarına maruz kalır. Pek çok illegal kişiyle iş tutar. Bu illegal kişiler de, Nebahat gibi biriyle muhatap oldukları için çevrelerinde sözde bir itibar kazandıklarını düşünürler.

Nebahat, elindeki küçük aparatlarla bu yasa dışı kişilere bazı tavizler verir. Onlar da Nebahat’ın küçük ama kritik işlerini çözer. Ancak zamanla bu kişiler Nebahat’tan daha büyük taleplerde bulunmaya başlar.

 

Tezgahtar Nebahat ise onlara ‘rantın’ yani imar kazançlarının ucunu gösterir, sonra geri çeker. Gösterir, geri çeker... Bu döngü içinde illegal gruplar, “bir gün ultra zengin olacağız” ümidiyle birbirlerine düşer, Nebahat’ın çevresindeki ve altındaki bürokratlara düşmanlık beslemeye başlar.

 

İllegal adamların, Nebahat’ın adamlarına düşmanlık beslemesi onu rahatsız etmez. Çünkü o kötüdür; ona göre kötülüğün doğası bunu gerektirir.

 

Herkesi ve her canlıyı kullanma hakkını kendinde gören; ahlakını evlendiği yıllarda eşinin fabrikasında, sadakatini Antalya sahilinde, iyiliğini ise daha 13 yaşındayken doğduğu şehirde bırakan Tezgahtar Nebahat’ın, kumpas ve kötülükle örülü tezgâhlarını konuşmaya devam edeceğiz. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.