Bir gün öncek yazımızda jeotermalin çevre etkileri konusunda akademik çalışmalardan kısaca alıntılar yapacak ve sonuçlarını ele alacak olursak:
1-Jeotermal alanlarda özellikle santral çevrelerinden alınan su, toprak,sediment,bitkilerin yaprak ve meyve numunelerinde jeotermal kökenli pek çok kimyasalın biriktiği gerçeği karşımıza çıkmaktadır
2-Büyük Menderes Ve Gediz suları yasa dışı jeotermal deşarjlar nedeniyle jeotermal akışkanların içerdiği bileşik,element ve diğer kimyalarla göre değerlendirildiğinde4.,5.,6. Sınıf su düzeyine düşmektedir.Bu su sanayi dahil içme,sulama ve tarımsal amaç dahil hiç bir alanda kullanılamaz.
3-Jeotermal akışkanların sulama suları veya doğrudan tarım toprağına karışması tarım topraklarını yakın zamanda tarım yapılamaz hale getirecektir.Tarım toprakları belli zaman sınırından sonra sadece dikensi otların yetiştiği alanlar haline gelme tehlikesi ile karşı karşıyadır.
4- Sulardaki tüm canlıların popülasyonu jeotermal akışkanların etkisiyle Warvaki bölgesinin 20 yıl önceki sonucuna ulaşmıştır.
5- İncir üzüm ve zeytin gibi mevsimlik meyvelere jeotermal etkisi santrallere yaklaştıkça artmakta,santrallerden uzaklaştıkça azalmakta,ortalama olarak 15 km.civarında toprak,su,meyve ve yaprakta etki görülmemektedir.
6-İlimizde eve Türkiye’de jeotermal alanlar sınırlarında yetişen hayvan kaba yemlerinde kirlenme ve toksikasyon konusuda herhangi bir bilimsel çalışmaya rastlanmamıştır.Ancak Mebrure Badruk’un Buharkent Kızıldere’de jeotermal santral civarında yer alan çam kabuklarında yaptığı araştırma kaba yem bitkisi olarak kullanılan otların etkileneceğine işaret etmektedir.Ancak hayvanların et,yumurta,bal ve sütlerine ne derece karıştığı konusunda herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.