Türk Tarımının içinde bulunduğu zor durum başta Tarım Orman Bakanlığı olmak üzere Ziraat Odaları, Türkiye Ziraat Mühendisleri Odaları, Üniversiteler, Üretici Birlikleri ve bazı Siyasi Partileri bu alanda düşünmeye ve çözüm üretmeye zorlamaktadır.
Düşünen bu kesimlerin önemli bir bölümünün amacı Türk Tarımının sürdürülebilmesi ve gıda üretiminin kesintiye uğramamasıdır.
Ancak bazı Siyasi Partiler başta olmak üzere, özel sektörün de dahil olduğu ve gücü elinde tutan önemli ekonomik ve siyasi sınıflar tarımın sırtından nasıl daha çok kazanacaklarını hesaplamaktadırlar.
Türk tarımını kelimenin tam anlamı ile sömürmektedirler.
Alanya’da portakalının 1 TL’ye satamayan üretici portakalını cebindeki parasıyla çöpe dökmek için nakliye ücreti öderken aynı portakal Ankara ve İstanbul’da 4-7 TL aralığında satılmaktadır.
İşte bunun için Türk Tarımım hakkında kafa yorulmalı, düşünce üretilmelidir.
Üretilen düşünce artık radikal ve köklü değişiklikler taşıyan çözümler içermelidir.
Türk tarımı Ankara’da oturan üç-beş tuzu kuru ve çıplak ayakla toprağa basmamış üst bürokratın merhametine bırakılmayacak kadar değerlidir.
Sizce Türk Tarımımın sırtından kim kazanıyor?
Peki niçin kooperatifçilik “şart” diyoruz?
Bu alanda düşünce üreten Sayın Prof Dr. Fahri Yavuz’a teşekkür etmek istiyorum.Türk tarımına yeni bir bakışla çözümler üretmek peşindedir.SETA adına hazırladığı rapor bu konuda dikkate değerdir.
“Kooperatif; ortakların sahip olduğu, ortakların kontrolünde işletilen ve yararlanma düzeyine göre kazançları ortaklarına dağıtılan işletmedir.
Tanımdan da anlaşıldığı gibi üç temel prensiple kooperatifler diğer işletmelerden ayrılmaktadır. Birincisi kooperatife sahip olanlar ve finanse edenler aynı zamanda onunla alışveriş yapanlardır.
İkincisi kooperatifle alışveriş gerçekleştirenler aynı zamanda onun yönetiminin denetimini de üstlenmektedir.
Üçüncüsü ise ortaklar yaptıkları alışveriş oranında kooperatiflerin kazançlarından pay almaktadırlar.
Kooperatifler, rekabetçi piyasa koşullarının sağlanamadığı durumlarda rekabeti tesis etmek için kurulmaktadır. Arz ve talep edenlerin piyasa payı açısından birbirine yakın olması dengeli bir rekabet sağlamaktadır.
Hâlbuki tarım işletmeleri genelde küçük olduğundan hem ürünlerini satarken hem de girdilerini satın alırken büyük firmaların belirlediği fiyatı kabul etmek durumunda kalmaktadır. Çiftçiler kooperatifler kanalıyla piyasa paylarını yükseltmekte, rekabet eder hale gelmekte ve durumu dengeleyerek lehlerine çevirmektedirler.”
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.