Takip Et

TARIMIN MİLLİ SANAYİ SEKTÖRÜNE KATKILARI

Dünkü yazımızda ana düşünce olarak kalkınmanın tarımla başlayabileceğini, hiçbir sektörün tarım kadar kalkınmayı tetiklemeyeceğini belirtmiştik.

Tarım öncelikle hammade yaratan sektördür. Bu hammadde bütününün önemli bir parçasını sanayiye aktarmaktadır.

Gelişmekte olan ülkeler tarımda modernleşmeye önem vermekte, bunun için farklı ve yüksek oranda desteklemeler sağlamaktadırlar. Tarımda modernleşme hızlandıkça, kırsal alanlarda daha çok altyapı yatırımları ve tarıma dayalı çeşitli iş sahaları açılmaktadır. Bu çeşit gelişmeler tarımın ekonomiye katkısının artmasına, tarım ürünlerinin ve bu ürünlerin üretiminde kullanılacak modern alet ve makinelerin pazar katkısının artmasına yol açmaktadır.

Bu süreç hem sanayinin hem de tarımın çıkarınadır.

Tarım sektörü ham gıda olarak hem kendi ürünlerine hem de sınai ürünlere talep oluşturarak her iki sektörün oluşmasına ve gelişimine katkı sağlamaktadır.

Tarımsal ürünler acil ve zorunlu tüketim malları olduğundan bu ürünlere yönelik talep, nüfus artışına paralel olarak artmaktadır. Artan talep üretim miktarını, ham ürün fiyatlarını ve dolayısıyla ürün kalitesinin artışını özendirecektir.

Öte yandan, tarım kesiminin üretim sürecinde kullandığı girdilerin birçoğu sanayi sektörü tarafından üretilmektedir. Başta tarımda kullanılan traktör ve ekipmanları, biçerdöver, hasat makinesi gibi alet ve makineler ile kimyasal gübreler ve tarımsal mücadele ilaçları gibi girdilerin tamamı sanayi sektörü tarafından üretilmektedir. Kısacası sanayi sektöründe bu kalemlerin ilk ve tek alıcısı da tarım sektörü ve üreticilerdir. Sanayi sektörünce üretilen ve tarımda kullanılan sınai ürünlerin ihracat imkanları sınırlı olduğu için, bu ürünler için tek tüketici kitle tarım sektörüdür. Türk çiftçisidir.

Ülkemizde bugün yaşandığı gibi tarımsal ürünlerin fiyatlarının düşük tutulması sanayi sektörü açısından, sanayi sektörünün arz potansiyeli açısından olumlu bir ticaret politikası olarak görülebilir. Düşük tarımsal fiyatlar sanayi sektörünün hammaddeyi ve gıda mallarını daha ucuza elde edebilmesine, dolayısıyla da sanayinin kârlılığının artmasına yol açar. Bu durumda sanayi mallarının fiyatlarının da düşük olması gerekir.

Ancak, talep cephesinden bakıldığında, düşük seyreden tarımsal ürün fiyatları sanayi sektörünün aleyhine olmaktadır.

Çünkü düşük tarımsal fiyatlar dolayısıyla tarım sektörünün satın alma gücü düştüğü için, sanayi sektörünün ürünlerine yönelik talepte bir azalma meydana gelecektir.

Bu durum da sektörler arasında dengeli bir büyümenin sağlanması karşısında engel olarak durmaktadır.

İki sektör arasında bir dengeli bir ticaret oluşumuna ihtiyaç bulunmaktadır.

Sanayi sektörünün büyümesi için tarımsal fiyatların düşük ,sanayi sektörünün büyümesi için de mamul girdi kalemlerinin yüksek tutulmaması gerekmektedir.

Her iki sektörün birlikte büyümesi için bir denge, ticaret hadlerinin ve satış fiyatlarının belirlenmesi gerekmektedir. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.