Takip Et

TARIMDA MODERNLEŞMENİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER

Tarım sektörünün en zayıf taraflarından başta geleni doğal afet ve beklenti dışı doğal olaylara karşı savunmasız olmasıdır.

Doğal afetlerin başında aşırı yağışlar,kuraklık,don,fırtına,tayfun,hortum,sel baskınları,heyalan vb. gelmektedir.

Her ne kadar pek çok ülkede tarım sigortaları doğa olaylarının bir bölümünü veya tamamını risk kapsamına almış olsa da milli ekonomiler açısından,milli ekonomiye ticari anlam dışında katkısı olmadığı için sigorta fazla bir anlam ifade etmemektedir. Doğal afetin götürdüğünü geri getiremeyen tarım sigortaları üretici zararını korumak için ihdas edilmişlerdir.

Tarımın bir diğer sorunu ise verimlilik; yani birim başı alınan tarımsal ürün miktarı.

Tarımsal ürün miktarını belirlemede ise bazı kıstaslar bulunmaktadır.Bunlar;iklim şartları çiftçi eğitimliliği,toprak verimliliği,sulama,zirai mücadele,gübreleme ve bitki besleme ve modernazisyondur.

Hangi açıdan bakılırsa bakılsın dünyanın büyük bir bölümünde düşük tarımsal verimlilik bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir.

Tarımda verimlilik artırılamadığı sürece sürece, başta yoksul halklar olmak üzere tüm insanlığın gıda ihtyacının yıl geçtikçe artacağını tahmin etmek mümkündür.

Bizde çoğunlukla olduğu gibi yoksul ülkelerdeki tarımın sorunları gelişmiş ülkelere göre,doğal olarak daha fazladır. Gelişmiş ülkeler tarım sorunlarını büyük ölçüde çözmüşlerdir.

Yoksul ve gelişmekte olan ülkelerde;

• Geleneksel yöntemler,

• Katı sosyal kurumlar,

• Üretici aleyhine işleyen şehirlerle kırsal bölge arasındaki parçalanmış piyasalar,

• Alıcı lehine, üretici aleyhine işleyen pazarlama zincirleri,

• Geçimlik tarım, olarak yapıldığı için verimliliği teşvik etmemektedir.

• Üretici örgütsüzlüğü,

Biz de büyük ölçüde bu kalıplar içerisinde tarım yapmaktayız.

Böyle bir tarımsal yapıda tarıma yatırımlar her yıl azalmakta, üreticinin tasarrufları banka borçlarına gitmektedir.

Şirketlerin sermaye yatırımlarının neredeyse sıfıra yakın olması yatırımın sadece fakir çiftçiden beklenmesi ve azalan verimler olarak kendini hissettirmektedir.Gerçekte de tarım sekörü üreticinindir.Doğru düşünen devletler şirketlerin üretici olmasına izin vermemektedirler.Çünkü bir zaman sonra şirketler gıda fiyatlarını halkın alım gücüne göre değil kendi kar hadlerine göre belirleyerek gıda enflasyonuna ve stokçuluğa yol açmaktadırlar.

Yüksek risk ve belirsizlik geçimlik tarımın özellikleri arasında yer almaktadır. Doğal afetler ve fiyatlarda odaklanan bu belirsizlik üreticiyi umutsuzluğa sevketmekte,tarımdan kopan ve başka sektörlere yönelen genç nüfus,tarımı yaşlılara bırakmaktadır.Gençlere göre daha dogmatik ve skolastik olan yaşlılar ise tarımda modernleşmeye yeterince kafa yorup finans ayırmadıkları için verimlilik daha da düşmektedir.

Bütün bunlar geleneksel tarımın dönüştürülmesini gerekli ve acil hale getiren unsurlardan bazılarıdır.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.