Hububat çeşitlerinin insan gıdası ve hayvan yemi olarak değerinin anlaşılması uygarlık açısından önemli bir dönemeçtir.
En çok yetiştirilen tarım ürünü buğdaydı. Ancak buğdayın affedilmez kusuru, düşük verimiydi. Anadolu’nun bir bölgesinde üretilen buğday cinsi başka bir bölgesinde, genellikle verimsizlikle sonuçlandığı için, tohum olarak kullanılamıyordu.
Hububatı (arpa, buğday vb.)ilk olarak yabani bir bitki iken tarlada tarımsal üretim biçiminde yetiştirip, un ve ekmek haline getiren ilk milletlerden birisi Türklerdir. Anadolu’da halkın ana gıda maddesi hubabat(başta buğday ve arpa) idi.
Erkenciliği sebebiyle kuraklıktan buğdaydan daha az etkilenen arpa da günümüze nazaran daha sıklıkla yetiştirilip tüketiliyordu (256).
Bunların yanında miktarı az da olsa darı, çavdar, yulaf üretimi de yapılmaktaydı.
Orta Anadolu’da nakliye Avrupa’ya nazaran çok pahalıydı. Bu, ticaretin gelişmemesinde ve satış fiyatları nakliye ücretini karşılamayacağından dolayı her sene Anadolu’da pek çok yerde zahire çürümesinde, pek çok yerde de müzayakalar yaşanmasında önemli bir etkendir. Bu pahalılık, büyük oranda nakliye yapanların alternatifsiz konumlarından ileri geliyordu. Genellikle göçebe aşiretler nakliye işinde tekelleşmişlerdi. Hayvan sahibi olup da uzak mesafelere günlerce süren gidiş dönüşler yapmak halkın diğer kesimleri için rahatlıkla girilebilecek bir iş sahası değildi. Demiryolu bölgeye ulaştığı zaman bile bu konumları değişmedi. Daha önce kentten kente nispeten uzak mesafede icra ettikleri mesleklerini, demiryolu ulaştıktan sonra, yerleşim yerlerinden en yakın istasyona kadar olan kısa mesafede yine de icra edebildiler. Görüldüğü üzere maddi şartlar kendilerine uygun bir örgütlenmeyi nakliye sahasında mümkün kılarak bir tür kısır döngüyü tamamlamıştı. Nakliyeciler her halükârda dönemin Anadolu’su için önemli ve etkili bir gruptu (257).
Öte yandan köylülerin toplam üretimlerinin takriben yüzde 20-30 kadarını öşür ve diğer vergileri için ayırmak zorundaydı. Tohum payı da çıktıktan sonra, köylünün elinde- bulunduğu sancaktaki vergi oranı, çift resmi miktarı, toprağın kalitesi vb. faktörlerin yol açtığı değişiklikler göz önünde tutulmak kaydıyla- toplam üretimin yüzde 50 ila 65 kadarı kalmaktaydı (258).
Buğday ve diğer tahıllar hem insanların temel yiyecek maddelerini hem de dönemin ulaşım ve askerî şartları gereği büyük önemi haiz bulunan hayvanların yiyeceklerini (arpa, saman vs.) sağlamaktaydılar. Osmanlı döneminde hububat üretiminin tarım faaliyetine damgasını vurduğu açık; öte yandan, nüfus artışı veya hububat ihtiyacının yeterince karşılanamamasına yol açan birtakım gelişmeler sonucunda buğdayın yerine kalitesi daha düşük olmakla birlikte dönüm başına daha fazla verim alınan darı vb. tahılların ekimi ağırlık kazanıyordu (259).
Orta Anadolu coğrafyasındaki ahalinin gelir kaynakları diğer gelir kalemleri ile karşılaştırıldığında kesinlikle ziraatçı insanlardı; tarım ve hayvancılık dışındaki meslekler yoğunlukla şehir ve kasabalarda toplanmıştı.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.