I.Ecevit Hükümeti CHP-MSP ‘nin oluşturduğu bir koalisyon idi. Diğer koalisyon hükümetlerinden farklı olarak CHP ve MSP birçok alanda olduğu gibi tarım alanında da bir hükümet protokolünü kaleme almışlardı. Bu protokole göre,
* Verimliliği artırmak için sulama, drenaj, makineleşme, erozyon kontrolü ve topak ıslahına önem verilecekti.
* Tarım yeni baştan planlanarak yapılandırılacaktı.
* Tarım Bakanlığının adı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak değiştirilecekti.
* Tarımsal işletmelerin kredilendirilmesinde verimlilik, ödeme gücü ve proje ayrıntıları dikkate alınacaktı.
* Tarım ürünleri için taban fiyat politikaları uygulanacaktır.
* Kooperatifçiliğe özel bir önem verilecektir.
* Meyvecilik, sebzecilik, çiçekçilik için özel düzenlemeler yapılacaktır.
* Tarım ürünlerinin dağıtım ve ihracatında kooperatifler etkili olacaktır.
* Orman özelliğini kaybetmiş araziler tarıma tahsis edilecektir.
* Çiftçilerin orman yönetimine katılmaları sağlanacaktır.
* Haşhaş sorununda çiftçi mağduriyeti giderilecektir.
* Deniz ürünlerini bollaştıracak tedbirler alınacaktır.
Gerçekte ise 1970’li yıllar istikrarsız ve siyasi kargaşanın yoğun yaşandığı bir dönem olmasından dolayı tarıma gereken önemin verilmediği bir zaman dilimi olarak değerlendirilebilir.
1970’li yıllar ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan önemli sorunların yaşandığı istikrarsız bir dönemi temsil etmektedir. Türkiye’yi ekonomik açıdan 24 Ocak istikrar programına ve siyasi açıdan 12 Eylül 1980 askeri müdahalesine taşıyan bu dönem aynı zamanda planlı kalkınma sürecinin üçüncü ve dördüncü beş yıllık dönemlerine denk gelmektedir(1).
I.Ecevit Hükümetinin tarımla ilgili düzenlemeleri önceki hükümetlere göre oldukça ileri bir görünüm ve vaat arz etmekte idi. Ancak koalisyonu oluşturan partilerin Kıbrıs harekâtı sonrasında, harekatın siyasi rantını paylaşma konusunda anlaşamamaları sonucu bu düzenlemelerin çok büyük bir bölümü gerçekleşememiş, vaatler yerine getirilememiştir.
I.Ecevit Hükümeti dönemine isabet eden Üçüncü beş yıllık kalkınma planında (1973-1977), tarımsal destekleme kapsamına alınan ürünlerde yüksek fiyat politikasının uygulanması, iç fiyatlarla dünya fiyatları arasında büyük bir fark oluşmasına neden olmuş ve bunun kapatılması için fon kurulması önerilmiştir (DPT, 1973). Bu dönem içinde, Toprak ve Tarım Reformu Kanunu 1973 tarih ve 1757 sayılı kanunla çıkarılmış olup, Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu'ndan farklı olarak kamulaştırılacak topraklar ilk sırada yer alırken, bunu kullanılmayan hazine arazileri, mera, yaylak ve kışlaklar takip etmiştir. Fakat reform Anayasa Mahkemesinin kamulaştırmada emlak değerlerinin piyasa bedeli üzerinden ödenmesi esasını getirmesi bu faaliyetleri önemli ölçüde sekteye uğramıştır (2).
(1): TOKGÖZ Erdinç, “Türkiye İktisadi Gelişme Tarihinin Ana Çizgileri (1923-1927)”, Türkiye Ekonomisi Sektörel Analiz, (Der: Ahmet
(2): Tarım Politikası Prof. Dr. Fahri YAVUZ Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, s 47.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.