Takip Et

TARIMSAL DESTEKLEMELERİN ÖNEMİ-1

Tarımda desteklemelerin amacı, mikro düzeyde, tarım sektöründe çalışan ve üreten üreticilerin gelirlerinde artış sağlamak, onları toplumun en alt gelir grubu olmaktan çıkarmak, fiyat mekanizmasında sürekli ve olumlu gelişmeler sağlamak ve bununla ilgili olarak makro planda ekonominin tarımsal gelir, ihracat, katma değer ve vergi ayağının dinamik bir şekilde sürdürülebilmesi için gereklidir.

Özellikle batıda 18. yüzyılda başlayan tarımsal destekleme uygulamaları, Osmanlı miri toprak sistemi içinde yüzyıllardır uygulanmaktaydı.

Cumhuriyet döneminde ihtiyaç duyuldukça değişik yasa ve yöntemlerle uygulanan tarımsal desteklemeler, dünyadaki küreselleşme ve uluslararası ticari uygulamaların yeni uygulamalara yönelmesi nedeniyle, ülkemizde de dikkate değer şekilde belli esaslara uyularak uygulanmaya başlandı.

1990’lı yıllarda tarım sektörü ile ilgili bir başka gelişme ise tarım lehine gözlenen değişime karşın Kamu İktisadi Teşebbüslerinin (KİT) özelleştirmelerinin gerçekleşmiş olmasıdır. Bu dönemde, Türkiye’de tarımın gelişmesinde çok önemli işlevler üstlenmiş olan SEK, YEM SANAYİ, EBK, ORÜS, TZDAŞ gibi tarımsal KİT’lerin özelleştirmeleri tamamlanmıştır. Tarımsal KİT’lerin özelleştirilmesine yönelik 3.3. başlığı altında ayrıntılı bilgi verilmiştir. (1).

Ayrıca destekleme alımlarının yanı sıra, 1993 yılında ürün bazında prim sistemi uygulanmaya başlamıştır. Bu uygulamalar, 1990-1994 yılları arasında iç ticaret hadlerinin tarım lehine gelişmesine yol açmıştır. (2)

Bir başka gelişme ise 1994 krizidir. Bu krizden tüm ekonominin yanı sıra tarım sektörü de olumsuz etkilenmiştir. 5 Nisan 1994 tarihinde alınan ekonomik önlemler çerçevesinde tarım sektörü ile ilgili olarak; destekleme fiyatlarının belirlenmesinde ürünün dünya fiyatları ile yurt içi faktör fiyatlarındaki gelişmelerin dikkate alınması, destekleme kapsamındaki ürünlerin hububat, tütün ve şeker pancarıyla sınırlandırılması, Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerine (TSKB) tanınan kredi ayrıcalıklarının kaldırılması, girdi destekleri ve prim uygulamasına yönelik desteklerin bütçe kapsamına alınması öngörülmüştür. Bu kararlar doğrultusunda, desteklemeye konu olan tarımsal ürün sayısı dokuza kadar düşürülmüş, bütçe sorunları ve tarım sektöründe veri kaydının tam olmaması yüzünden prim sistemi uygulamasına son verilmiştir. Tarımsal desteklerin bütçe üzerindeki yükünü azaltmaya yönelik bu önlemlerin bazıları kısa bir süre uygulanmış ancak 1997 yılından itibaren tekrar eski uygulamaya dönülmüştür. 1995 yılında gübre sübvansiyonu oranı artırılmış, 1997 yılında tütün kotası kaldırılmış, 1998 yılında kütlü pamuk, zeytinyağı ve yaş ipek kozasında, 1999 yılında yağlık ayçiçeği ve soyada prim sistemi uygulamasına başlanmış ve destekleme fiyatlarının belirlenmesinde dünya fiyatlarından gittikçe uzaklaşılmıştır. Bu uygulamalar 1999 yılının sonuna kadar sürdürülmüştür. (3)

1999-2002 yılları arasında ise desteklemeler “doğrudan” (DGD) yeni düzenlemelerle üreticiye ulaşırken KİT’lerin kendi yağı ile kavrulması ve bütçeye yük olmamasındaki anlayış, üreticinin piyasa dengeleme kurumlarından mahrum kalmasına ve piyasa belirlemenin aracı,tüccar ve işletmecilerin insafına bırakılmasına neden olmuştur.

(1-2) Müslüme NARİN, 1980’Lİ YILLARDAN SONRA TARIM POLİTİKALARINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER

(3): ): GÖKDEMİR, Bülent (2002), “Tarımsal Reform ve Rekabet Politikası”, Rekabet Dergisi, Sayı: 11, ss. 15–46, http://www.rekabet.gov.tr/word/dergi12Bulent.doc, (25.11.2011)s 15). 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.