Son yıllarda ülkemiz genelinde olduğu gibi ilimiz Aydın’da da jeotermal enerjiye yoğun bir biçimde yatırım yapılmakta, devlet tarafından yeni jeotermal sahalar ilan edilmekte ve bunlar ihale yolu ile yatırımcılara satılmaktadır.
Türkiye'de yüzey sıcaklığı 40 C'nin üzerinde olan 140 jeotermal saha vardır. Potansiyel olarak dünyanın ilk 20 ülkesi arasında yedinci ülkesi konumunda bulunmaktadır. Potansiyelin karşılığı 9,3 milyar USD/Yıl fuel-oil eşdeğeri (30 milyon ton/yıl) dır. Ancak elektrik enerjisi üretebilmek için 100 C 0 ve üzerindeki jeotermal akışkanlara aitiyaç duyulmaktadır.
Dünya genelinde jeotermal elektrik üretiminde yüzde 500, ısıtmada ise yüzde 200 artırmanın hedeflendiğini belirtti. Türkiye için 5 yılda 5 bin MWe güce ulaşmak öngörülmektedir. Ancak bu rakamlar mantıklı değildir. Bu kadar elektrik üretimine uygun rezerv var mı?
MTA verilerine göre Türkiye’de 240 jeotermal alan ve 2 bin civarında jeotermal kuyu mevcuttur.
Şubat ayı itibari ile 860 MWe (megawat elektrik) kurulu güce ve 1320 MWe lisans büyüklüğüne ulaşıldığını belirtti.
Jeotermal alanlar için alınan ruhsat sayısı ise çok yüksektir. Bu alanda herhangi bir kısıtlama yoktur. Jeotermal kaynak ve rezerv olmayan bölgelerde dahi ruhsat alınabilmektedir. Bugün mevcut olan 3 bin ruhsatın devlet tarafından denetlenmesi mümkün değildir.
Türkiye'de bulunan 31 jeotermal enerji santrallerinin toplam kurulu gücü 860,86 Mwe gücündeki santralleden. 2016 yılında jeotermal enerji santralleri ile 4.213.526.000 kilovatsaat elektrik üretimi yapılmıştır.
Türkiye genel üretimi 8 Mart 2017 günü 771.093.490 000 kilovatsaat üretim yapılmış, tüm elektrik üretimi içerisinde jeotermal enerji tüm üretiminin % 1,3 ‘üne tekabül etmesi, bu enerji çeşidinin genel içindeki payının çok önemli olmadığı, çevreye, tarıma, insana, bitkiye verdiği zarar kadar kâr getirmediği görülmektedir.
Devlet çok para kazanmak ve yatırımcıların jeotermale olan ilgilerini paraya çevirmek amacı ile, MTA marifeti ile sahanın enerji üretimine uygun olup olmadığına bakmaksızın ülke genelinde 3 bine yakın jeotermal alan ilan etti. İstanbul boğazında dahi jeotermal alan ilan ettiler ki gerisine siz karar verin
Aydın’da özellikle Çine, Karpuzlu, Karacasu gibi jeotermal potansiyel olmadığı veya yüksek sıcaklıklı ve yeterli çıkış basıncına sahip olmayan sahalar da yatırımcıların alımına sunuldu. Sonuçta verimli olmayan bu sahalarda arama çalışmalarının önemli bir bölümü “hüsran”la sonuçlandı.
Sayın Valimiz Ömer Faruk Koçak’ın ihalesini ertelediği 16 yeni jeotermal sahada da benzeri sonuçların çıkması ihitmali yüksektir.
Düşük sıcaklıklı bu sahalar, yarardan çok zarar getirmektedir. Örneğin Didim halkı böyle bir sahanını oluşturulup ihale edilerek satılması sonucunda turizme verilecek zararın jeotermal tesisten elde edilecek kârdan kat kat fazla olacağı endişesi taşımaktadır.
Daha önce tarım ve turizm alanı ilan edilen bölgelerde, üç bakanın imzası ile eneji alanına dönüştürülen bölgelerden turizm yatırımcılarının kaçmış olması, mevcut termal otel ve tesislerin satılığa çıkarılması ve bu nedenle satılamayıp elde kalması ibretlik bir durumdur.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.