Tarımsal destek politikaları ülkenin tarımsal üretimini,üretim miktar ve kalitesini,tarımsal ,ihracatını,iç piyasalarda gıda ve tarım ürünü enflasyon değerlerini,tüketici enflasyonunu belirleyen unsurlardandır.
“2001 yılından itibaren tarım reformu altında uygulanan politikalar, tarım sektöründe maliyetleri hızla arttırırken, desteklerin azaltılması üretimi engellemiş ve birçok tarım ürününde üretimde düşüşler gözlenmiştir. “
“Tarım sektöründe devletin varlığı bazı KİT’lerin ve TSKB’lerin özelleştirilmesi ve ticarileştirilmesi ile kısmen azaltılmıştır. Ancak ihtiyaç duyuldukça, TMO hazine kaynaklarını kullanarak piyasalara müdahale etmektedir. Reform programından önce sık sık uygulanan tarımsal desteklerin bütçelendirilememesi sorununu büyük ölçüde DGD ile sağlamaya çalışmıştır. Mevcut tarım politikalarının temelleri 2005 yılında atılmıştır. Tamamen üretim miktarına bağlı olarak dağıtılan desteklerin ürün kapsamı genişletilmiştir.”
“UTTA’nın tarımda serbestleşmeyi getirmesi ve sübvansiyonlara karşı çıkması modernleşme sürecini henüz tamamlayamamış tarım sektörünü düşük hızda büyümeye ve istikrarsızlığa itmiştir. “
Destekleme politikalarının kısıtlanması, modern girdi kullanımı üzerinde etki yapmıştır. Verimlilik ve üretim artış hızının düşmesine neden olmuştur.
Serbestleşmeyle birlikte ithal bazlı tarımsal ürünlerin iç piyasada satılır olması, sübvansiyonlu tarım ürünlerinin tüketilmesi haksız rekabet yaratmış, iç ticaret hadleri tarım aleyhine bir gelişme göstermiştir. Bu nedenle Türkiye tarım sektöründe kendi kendine yetebilme özelliğini çoktan kaybetmiş ve net ithalatçı durumuna gelmiştir. Ayrıca UTTA çerçevesinde devlet destekli tarım politikalarında yaşanan köklü değişim, temel tarım girdilerinin sağlanması ve dağıtımında devlet tekeline son vermiş ve tarıma dayalı üretim tümüyle özel sektöre bırakılmıştır. Böylece devlet-çiftçi ilişkisi yerine sermaye-çiftçi ilişkisi yaratılmaya çalışılmıştır. Yani sermayenin tarımda başat rolü ön plana çıkmıştır (Kazgan, 2003, s. 397).”
“Gelişmiş ülkelerde destekleme politikalarının tarım sektörü üzerinde olumlu etkisi söz konusu iken gelişmekte olan ülkelerde olumsuz etki yarattığı gözlenmektedir. Türkiye için pazar fiyat ve girdi desteğinde istenilen sonuçlara ulaşılamadığı görülmektedir. Bu durum, Türkiye’deki tarım sektörünün yapısal özelliklerinden kaynaklanabilir.”
Peki neler yapılmalıdır?
“* Yürürlükte olan DGD ödemeleri ve Pazar fiyat desteği, tarımsal üretimle ilişkilendirilmeli, gerçek üreticiye ulaşması sağlanmalı, yeterli miktar ve zamanında yapılmalı.
• Doğru kapsamda, doğru zamanda ve doğru bir yapıyla ülkenin gerçeklerine uygun tarım destekleme politikaları oluşturulmalı ve istikrarla sürdürülmelidir.
• Tarım sektöründe uygulanacak politikaların uzun perspektifli olması gerekmektedir. Bunun için de devlet desteğiyle yürütülen destekleme politikalarının kısa vadede mevcut tarımsal piyasa yapısı hesaba katılarak oluşturulması yerinde olacaktır. Uzun vadede ise, özellikle tarım piyasalarında etkinliği bozan unsurların tespit edilerek alternatiflerinin oluşturulması gerekmektedir.
• Üretim ve ürün kalitesinin artırılmasına yönelik politikalar üretilmeli. Üretim maliyetlerinin düşürülmesi için gerekli politika önlemleri alınmalı.
• Üretimde verimlilik artırma çalışmaları yapılmalı.
• Stratejik önemdeki ve pazarda rekabet gücümüzün olduğu ürünlerde üretimi teşvik politikaları hayata geçirilmelidir.
• İyi Tarım Uygulamaları (GAP, EUREPGAP, vb.) konusunda yoğun eğitim ve uygulama çalışmaları yapılmalı ve sertifikalı üretim yaygınlaştırılmalıdır.
• Pazar fiyat desteğinin daha etkili olması için tarımda (kooperatifler, odalar vb) üretici örgütlenmeleri teşvik edilmelidir.
Kaynak: E. Aktaş – M. Altıok – M.Songur
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.