Dün başladığımız yazı dizimize TZOB(Türkiye Ziraat Odaları Birliği)nin 2019 Zirai ve İktisadi raporundan alıntılarla sürdürüyoruz:
“Tarımsal mekanizasyon, tarım alanlarını geliştirmek, her türlü tarımsal üretim yapmak ve tarımsal ürünlerin değerlendirilmesi işlemlerini yerine getirmek amacı ile kullanılan her türlü enerji kaynağı, mekanik araç ve gerecin tasarımı, yapımı geliştirilmesi, dağıtımı, pazarlaması, yayımı, eğitimi, işletilmesi ve kullanılması ile ilgili konuları içermektedir.
Tarımsal mekanizasyonun yararlarını aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür;
• Yeni teknolojilerin kullanımını sağlamak
• Üretimi doğa koşullarına bağımlı olmaktan kurtarmak ve daha nitelikli ürün elde etmek
• İşlemleri en uygun sürede tamamlamak ve ürün kayıplarını önlemek
• İnsan işgücü verimliliğini arttırmak
• Kırsal kesimde teknik bilgi ve beceriyi geliştirmek
• Tarımsal üretim işlemlerini makine gücü ile başarmak ve yeni alanların tarıma açılmasını sağlamak
TRAKTÖR SORUNU
Türk çiftçisinin elinde en fazla bulunan tarım makinesi traktördür.Bugün bir traktör ile ortalama 250 dekar arazinin işlenmesi ve diğer tarımsal etkinliklerinin tamamlanması mümkün iken,farklı pskolojik nedenler dolayısıyla ve kollektif anlayışımızın yeterince gelişememesinden dolayı ülkemizde ortalama olarak her 10 dekar arazi için bir traktör edinimi gerçeği ortaya çıkmıştır.
“Tarımsal mekanizasyon düzeyinin gelişimini gösteren en önemli kriter traktör sayısı ve traktörlerin nitelikleridir. Ülkemiz tarımı, mekanizasyon düzeyinin gelişmişliği bakımından ABD ve AB ülkelerinin gerisindedir. Ülkemiz tarım makineleri parkına bakılacak olursa yaşlı traktör ve makinelerden oluşmaktadır. Çiftçilerin alım gücü, mekanizasyonun gelişiminde büyük rol oynamaktadır. “
“Tarım sektörü, tarım alet ve makineleri imalat sanayi sektörünce üretilen ürünlerin pazarı durumundadır. Dolayısıyla tarım sektöründe ortaya çıkan olumlu ya da olumsuz gelişmeler doğrudan bu sektöre yansımakta, bu sektördeki olgular dolaylı biçimde tarım sektörünü etkilemektedir.”
“Yıllar içerisinde ülkemizde mekanizasyon düzeyindeki gelişmelere bakacak olursak 2000 yılında tarımda kullanılan 941 bin 835 olan traktör sayımız aradan geçen 17 yıl içinde yaklaşık yüzde 38,7 oranında artarak 1 milyon 306 bin 736 adede yükselmiştir. “
“2013 yılında 1 milyon 213 bin 560 olan tarımda kullanılan traktör sayımız, 2018 yılına gelindiğinde yüzde 9,7 oranında artışla 1 milyon 332 bin 139 adede yükselmiştir.”
Yukarıdaki iki paragrafta görüldüğü gibi 2000-2018 aralığında ülkemizde tarım toprakları 26 milyon 579 bin hektar olan tarım arazisi 2017’de 23 milyon 379 bin hektara kadar düştü. Buna göre tarım alanları 15 senede yüzde 12 azaldı.
Bunun yanında SGK verileri kayıtlı çiftçi sayısının her yıl giderek nasıl azaldığını ortaya koyuyor. Özellikle son 8 yılda düzenli ve ciddi bir düşüş söz konusu. 2008’de 1 milyon 127 bin olan çiftçi sayısı 2018’de 697 bine kadar düştü. Bu veriler, kayıtlı çiftçi sayısında 2008’den bu yana 430 bin azalma anlamına geliyor. Bu da yüzde 38 düşüşe karşılık geliyor. Düşünün özellikle 2011’den sonra hızlandığı görülüyor.
TÜK verilerine göre tarım sektöründe istihdam edilen kişi sayısı ise 2002’de 7 milyon 458 bin kişiyken, 2018 Şubat ayı itibariyle 4 milyon 983 bin kişiye geriledi. Bu da son 16 yılda 2 milyon 475 bin daha az tarım çalışanı anlamına geliyor. Tarım sektöründe istihdam edilen kişi sayısının yüzde 33 azaldığı ortaya çıkıyor.
Ancak her nedense traktör sayısı artmakta.Bu da traktör israfının göstergesi değil mi?
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.