Takip Et

19.YÜZYILDAN 20.YÜZYILA GEÇERKEN OSMANLI DEVLETİNDE TARIM

Tanzimatın getirdiği yenilikler ile nispeten modernleşme yoluna giren Osmanlı tarımı 19.yy. sonunda tarıma dayalı sanayiini oluşturamamış,Osmanlı İmparatorluğu hala , nüfusunun büyük bir kısmının geçimini tarım yoluyla sağlamakta, vergi gelirlerinin ve ihracatının büyük bölümünün tarım ürünlerinden kaynaklandığı bir ekonomik yapıya sahiptir. Ve 19.yy. sonlarında nüfusun %75-80’i kırsal kesimde yaşamakta olup imparatorluk bütçesi gelirlerinin önemli bir bölümünü tarımsal üretim üzerinden alınan aşar, ağnam vb. vergiler oluşturmaktadır.

 

Tanzimat ile beraber özel mülkiyette yağılan düzenlemeler ile ve tarım arazilerinde halkın arazi sahibi olması aynı zamanda yabancıların da tarım arazisi sahibi olmalarının yolunu açmıştır.1856 da hızlanan demiryolu inşaları yabancıların hızla tarım arazisi sahibi olmalarını sağlamıştır.

 

Örneğin İngilizler, Tanzimat’ın getirdiği ticaret serbestisinden faydalanarak Batı Anadolu’da 19.yy.’ın başından itibaren büyük ölçekli toprak alımına girişmişler ve pamuk plantasyonu, üzüm bağları gibi tarımsal üretime dayalı büyük çiftlikler kurmuşlardır. Daha etkin tarım teknolojileri kullanılan bu çiftlikler ortakçılık/yarıcılık yöntemleriyle faaliyetlerini sürdürmüş veya yöre halkını ücretli işçiler olarak çalıştırmıştır (Özgün, 2012:321,326). Ek olarak 19.yy. sonlarında tarım arazilerinin küçük üreticilerin sahipliğinden çıkarak büyük toprak sermayedarlarının elinde toplanmasının bir karşı yansıması olarak devletin İcar-Akar Nizamnamesi çıkararak küçük üreticiyi korumaya çalıştığını belirtmek gerekir (Özgün, 2012:322).

 

1897 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk resmi istatistikleri yayınlanmıştır. Bu istatistikler içinde 19.yy. sonlarında tarım işletmelerindeki toplam üretim hacmi de görülebilmektedir. Buna göre 1897 yılında İmparatorluk genelinde 21 vilayette tarımsal üretim için kullanılan toplam arazi 53.801.141 dönümdür. Bu araziden ilgili dönemde 154.827.097 kile ve 23.149.623 kıyye mahsulat elde edilmiştir. Bu mahsulat buğday, kapluca (siyez buğdayı), çavdar, yulaf, arpa, mısır, darı, pirinç, susam, kuşyemi, burçak, fiğ, grah, anason, çörek otu, alef (yulaf, ot, saman), pamuk, keten ve tohumu, kenevir, fasulye, mercimek, börülce, bezelye, soğan ve sarımsak, bakla, patates, nohut ve diğer türlerden oluşmaktadır (Güran, 1997:147).

 

Toplam üretimin 75.907.826 kilesi buğday üretiminden elde edilmiştir. Buğday üretilen toplam arazi büyüklüğü 29.269.709 dönümdür. Sivas vilayeti 16.722.876 kile buğday üretimiyle ilk sıradadır. Dönüm başına en yüksek üretim 29,80 kile ile Manastır vilayetinde gerçekleşmiştir (Güran, 1997:149).

 

19.yy. sonlarında et, süt, çift sürme ve nakliye için kullanılan toplam hayvan sayısı 24.851.791 adetten oluşmaktadır. İstatistiğe esas hayvan türleri manda (manda ineği, boğası, malak, çift mandası), sığır (karasığır ineği, boğası, dana), çift öküzü, yük ve binek atları, eşek, katır, koyun keçi, domuz ve develer şeklindedir. Ülkede 11.544.976 adet koyun, 7.336.279 adet keçi, 915.703 adet tiftik keçisi, 1.146.867 adet karasığır, 1.238.879 adet ise çift öküzü bulunmaktadır. Elde edilen süt miktarı toplam 1.190.478.864 kıyye, değeri ise 1.255.144.966,- kuruştur. Gerek sayı fazlalığı ve gerekse de diğerlerine göre daha değerli olması sebebiyle toplam süt üretiminin yaklaşık %32’si koyun sütünden elde edilmekte olup bu sütün satışından elde edilen tutar, toplam hasılatın yaklaşık %39’unu oluşturmaktadır. (Güran, 1997:148).

 

Toplam koyun sayısı açısından en yüksek rakamlar 1.800.840 adet ile Edirne ve 1.350.000 adet ile Halep vilayetlerinde bulunmaktadır (Güran, 1997:163).

 

Bu dönemde tarım işçilerinin 9-12 kuruş civarında yevmiye ücret aldıkları belirtilmekte, tarımsal üretim için harcanan zamanın ise oldukça uzun olduğu ifade edilmektedir. Yetersiz teknoloji ve emekyoğun çalışma ile 1 hektarlık bir arazide ürün ekiminden hasat ve ürün kaldırma arasında yapılan tüm faaliyetler için 314 iş saatine ihtiyaç duyulduğu ve bunun 8 saat ortalama çalışma ile yaklaşık 40 iş gününe tekabül ettiği görülmektedir. Bu süre ilgili dönemde örneğin tarım teknolojilerini daha faal kullanan Amerika’da yaklaşık14 kat daha az olup 22 iş saatidir (Özgün, 2012:328-329).

 

Kaynaklar: Güran, Tevfik (1997), Osmanlı Devleti’nin İlk İstatistik Yıllığı-1897,

Özgün, Cihan (2012), “Batı Anadolu’da Tarımsal İşgücü ve Ücretler (1844-1914) 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.