Türk tarım ürünlerinin değerini bulmasının şartlarından birisi ürünün ihracatından geçmektedir.
2016 yılında Rusya ile yaşanan uçak krizi bu ülkeye olan ihracatımızı % 66 azaltırken, tarım ürünlerinin iç piyasadaki fiyatlarında neredeyse % 80’lere varan oranlarda düşüşler yaşanmıştır.Özellikle üzüm, sera üretimi sebze ve narenciye üreticileri, bu siyasi olaydan son derece ağır bedeller ödeyerek 2016 yılını kapatmıştır.
Ortadoğuda bitmeyen savaşlar hep Türkiye’nin ihracatını olumsuz olarak etkilemiştir. Batı, Ortadoğu petrollerini ithal etmekte, karşılığında başta silah olmak üzere pek çok ihracat kalemini bu ülkelere satabilmektedir.
Batının Ortadoğu'ya ihracatında çok az dalgalanmalar olmakta, kendileri için risk oluşturmamaktadır.
Türkiye ise hububat, gıda, yumurta ve kanatlı ürünlerini bu ülkelere ihraç edememektedir.
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar,2016 yılı Türk Tarımının Değerlendirilmesi toplantısında,
“Suudi Arabistan’a neden tavuk yediremiyoruz” şeklindeki soru üzerine de “Bizden daha fazla teşvik veriyorlar. Brezilya’dan alıyor başka ülkelerden alıyor. Bu ülkelerin verdiği destekler fazla olunca rekabet edemiyorsunuz. Bu bölgeye tavuk yediremiyoruz. Bu bölgeye tavuk yedirmemiz lazım” diye konuştu.”
Yine Ortadoğuya yumurta ihracatı oldukça genişletilmemiştir. Suriye pazarı iç savaş nedeniyle tamamen çökerken Irak pazarında ise büyük bir gerileme ortaya çıkmıştır.
Sayın Bayraktar, 'Yumurta fiyatları ile de bir açıklama alsak sizden. Tane fiyatları 1 liraya yaklaştı. İhracatın özellikle Irak’ta yaşanan kuş gribi noktasında yükseldiği söyleniyor” sorusu üzerinde, “ihracata bağlı olarak bir yükseldi. Ama şu an düştü. Yumurta fiyatları zaten uzun zaman aşağıda seyretti. İhracatta zaman zaman meydana gelen taleplerle zaman zaman bazı fiyatları yükseltiyor ama şu an makul seviyeye geldi. Tavuk fiyatları şu an iyi değil. İhracatta bir tıkanma var. Tavuk üreticilerimiz de halinden çok memnun değil doğrusu. İhracatta meydana gelen tıkanmaların da açılması için çalışmalarımız devam ediyor. Hatta Suudi Arabistan’a biz tavuk yediremiyoruz. Suudi Arabistan tavuğu başka ülkeden alıyor, bizden almıyor. Hangi teşviki vermemiz gerekiyorsa vermemiz lazım. Bizim bu sahayı muhakkak surette açılmamız lazım” dedi.
Tarımı, ülkenin milli varlığı olduğunu düşünmeden, 'Fındık, bende yok ben niçin savunayım?', 'Kayısı, benim değil kiminse o savunsun' gibi ilkel bir davranış sergilemek olmaz.
Aydın’da tavuk ve yumurta üretimi, sadece Buharkent’te yapıldığı için diğer ilçelerin kaygısız tutum takınmaları kabul edilemez.
Kars’ın kazı da bizim, Diyarbakır’ın karpuzu da. Edirne’nin çeltiği, Manisa’nın üzümü, Polatlı’nın buğdayı, Aydın’ın inciri de bizim…
Türk çiftçisi, 2017’den tüm tarım ürünlerinin sahiplenilmesini beklemektedir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.