Eski Yunan’da kendine özgü dolaylı vergiler alınmaktaydı.
Tarım ile ilgili vergilerin ortaya çıkışı daha da eski dönemlere rastlamaktadır.
İnsanoğlunun göçebe olarak hayatını geçirdiği “toplayıcılık” ve “çobanlık” evrelerinden sonra, bitki yetiştiriciliğinin yoğun olduğu yerleşik hayata geçmiştir. Zirai faaliyete geçişle birlikte, kendisini toprakların sahibi olarak gören merkezi otorite, zirai faaliyette bulunanların hasadından pay almaya başlamıştır (9).
Asurlarda halk tarımla uğraşmıştır. Asur Devleti’nin ve diğer devletlerin en önemli geliri olan vergilerin ana kaynağı tarımsal üretim olmuştur. Yaygın olarak buğday, arpa ve belirli bölgelerde üzüm yetiştiriciliği yapılmışlardır (10).
Anadolu uygarlıklarından olan Hititlerin üzüm bağları ve incirliklerde bulunmaktaydı ve yağ üretimi için zeytin de yetiştirilmiştir (11).
Hitit Devleti’nin ekonomisi ülkenin koşulları gereği tarıma dayanmıştır. Sıradan vatandaşın günlük yaşamı da doğal olarak tarımı işlemek üzere kurulmuştur. Metinlerden isimleri tespit edildiği üzere öncelikle; arpa, buğday gibi hububatlar ve bir takım baklagiller yetiştirilmiştir (12).
Mısır ve Babil’de, kamuya ait taşınmazları kullanan kişilerden ve özel topraklardan elde edilen üründen “aşar” vergisi ve “baş vergisi” ilk tarımsal vergi uygulamalarındandır.
Mısırda ise zirai faaliyet için önemli olan toprakların bir kısmını kendine ayıran Firavun, kalan toprakların bir bölümünü görev karşılığı olarak askeri ve ruhban sınıfının istifadesine; kalan son bölümü de yarı özgür olan köy topluluklarının/cemaatin istifadesine bırakıyorlardı (13).
İslamiyet öncesinde Araplarda farklı bir uygulama mevcuttu. Arap Yarımadasında alışageldikleri şekliyle arazi sahipleri mahsullerinden fakirlere, ilaha ve adakta bulunmak için putlara paylar ayırmaktaydı (14).
Vergiler ve tarım, hem birey yaşamının hem de ekonomik hayatın temel taşlarını oluşturmuşlardır. Sanayi devriminden önce üretim tamamen tarıma dayanmış ve tarımsal arazilerden elde edilen ürünler sadece gıda ihtiyacını karşılamakla kalmamış, sosyal hayatın neredeyse tamamına yakın bir bölümünde etkin olarak kullanılmıştır. Tarım arazilerinden elde edilen tahıllar, bitkiler, meyve ve sebzeler ile hayvanlardan elde edilen et, süt ve türevleri beslenme ihtiyacını karşılamıştır. Yine hayvanlardan elde edilen yün ve deriler giyecek ve dokuma işlerinde kullanılmıştır. Tarihsel süreçte tarım sektörü, ülkelerin dış ticaretini de şekillendiren en önemli unsurlardan biri olmuştur (15).
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.