Günümüz tüketicisinin gıdada seçiciliği dikkate alınarak organik zeytin tarımı ilimiz Aydın’da olduğu gibi ülkemizde de yaygınlaştırılmalı. Bugün özellikle Didim, Karpuzlu, Çine başta olmak üzere zeytinde organik tarım uygulamaları daha geniş alanlarda yaygınlaştırılmalıdır. Ancak önümüzdeki en büyük engel, organik tarıma verilen desteklemelerin hak ettiği fiyattan satılmamalarıdır. Burada tüm sorumluluk ve görev ekonomi ile ilgili bakanlıklara düşmektedir. Organik zeytin işleme tesisleri ile organik zeytin ve zeytinyağı işleyen, pazarlayan ve ihraç eden firmalar bazı vergilerden muaf tutulmalıdır. Bu konunun üretici tarafından ise en önemli kısım organik zeytin ve zeytin yağını pazarlama sıkıntısı olarak karşımıza çıkmaktadır ki bunun da çözümü sözleşmeli üretim uygulamalarından geçmektedir
İhracat Politikası: Katma değerin ülkemizde kalması için, Dahilde İşleme Rejimi kapsamında yarı-mamul mal temin ederek dünya pazarlarında sürekliliğin sağlanması, ihracatta pazar araştırmalarına önem verilmesi, üreticiyi mağdur etmeyecek ticaret serbestileri, düzenli hammadde temini sağlayacak çeşitli mekanizmaların (stok kurumu, DİR vb.) geliştirilmesi, AB’den kota alınması için gerekli girişimlerin yapılması konularında görüşler tartışılmıştır.
• Üretim: Kaliteli üretim ve Buna Bağlı olarak rekabet ortamında başı çekmek, üretimin değerlendirilmesi gerekir, bu da AB’den kota alınması ve AB ülkelerindeki zeytin üretim, pazarlama ve kooperatifçilik modeline uyum ve istikrarlı prim sistemi gerektirir. Üretim politikasının planlanması, entansif, yeni plantasyonların yapılması ve mekanik hasada geçilmesi ile ekonomik kaliteli üretimin sağlanması, teknolojik üstünlüğü olan çeşitleri bölgelere göre belirlemek ve üretimini yapmak ve dünya pazarlarının isteklerine uygun sürdürülebilir fiyat ve kaliteli miktarda ürün temin etmek gerektiği belirtilmiştir
• Pazarlama, Markalaşma ve Tanıtım: Dış pazar odaklı olarak; dış pazara yönelik yapılan çalışmaların arttırılarak yeni pazarların bulunması böylece ihraç pazarlarımızın çeşitlendirilmesi, “Türk zeytin ve zeytinyağı” markasını ve imajını tanıtmayı ve sağlamlaştırmaya yönelik olarak dış piyasada tanıtım kampanyalarının yürütülmesi önerileri üzerinde durulmuştur. İç pazar odaklı olarak ise; pazarın geliştirilmesi ve tüketimin arttırılması amacıyla tüketici bilincini geliştirecek tanıtım faaliyetlerinde bulunulması belirtilmiştir. Dünya pazarlarının taleplerine yönelik ürün çeşitliliğinin sağlanması ve pazar kanallarının genişletilerek sürdürülebilir fiyat politikası uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca 2007 yılında kurulan Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesinin çalışmalarının arttırılmasının gerektiğine de değinilmiştir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.