1970’li yıllar Demirel ve Ecevit Hükümetlerinin defalarca işbaşına geldikleri, tarım alanında iddialı projelerinin ortaya konduğu, ancak dönemin kargaşası ve ekonomik yapının işleyişinin istikrarlı olmayışı bu projelerin gerçekleşmesini engellemiştir.
1968 yılında uygulanmaya başlayan planlı dönem, sanayileşmenin öne çıktığı bir ekonomik anlayışı temsil etmektedir.
II. plan dönemi tarım sektörünün ikincil plana itildiği ve sanayinin gelişmesine önem verildiği bir dönem olmuştur. Özel sektör yatırımlarının özendirilmesine rağmen kamu yatırımlarının gerisinde kalınmıştır. Sabit sermaye yatırımlarının %45'i özel sektörce gerçekleştirilmiştir. Hedeflenen yatırım planlarına kısmen ulaşılmıştır. Özel sektörde %90, kamuda ise %92 oranında gerçekleşme kaydedilmiştir(1).
DP hükümetleri döneminden beri hemen her hükümetin programında yer alan toprak reformu ve topraksız köylüyü toprak sahibi yapma düşüncesi bu dönemde de öneminden bir şey kaybetmemiştir.
Toprak reformu tartışmaları özellikle büyük çiftçilerin karşı olması ile daha çok gündeme gelmeye başlamış ve toprak reformundan öte tarım reformu savunulmuştur. 26.07.1973 tarihinde toprak reformu kanunun çıkarılmasından önce bazı ön düzenlemeleri içeren Toprak Reformu Ön Tedbirler Kanunu çıkarılmıştır. Bu kanunda en önemli madde 20.07.1961 ve 26.07.1972 tarihleri arasında bazı yakın akrabalar arasında toprak ve tarım reformunun muhtemel uygulamasının kapsamı dışında kalmak için yapılmış olan her çeşit devir ve temlikleri, toprak ve tarım reformunun uygulanması yönünden hükümsüz saymasıdır. 25.06.1973 yılında 1757 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Kanunu kabul edilmiştir. AB'ye üyelik için ilk adımlar da bu dönemde atılmıştır (2).
1973-1978 yılları arasında uygulanan III. Plan dönemi, II.Plan dönemi gibi sanayi yatırımlarının öncelik kazandığı bir dönemdir. Ekonomide yapısal değişim hedeflenmiş ancak, dünya konjonktürünün de etkisi ile başarılı yeterince olunamamıştır. Daha önceki planlarda hedeflenen yatırımlara ulaşılamaması dış kaynaklara bağımlılığı artırmıştır. Yapılan yatırımların dağınık, plansız gecikmeli yapılması üretimde ve dolayısı ile ihracatta düşüşlere neden olmuştur. Enerji kısıtı da bu dönemde yaşanmıştır. Tarım alanlarında marjinal sınırlarına ulaşılmış ve geleneksel ürünlerin üretiminde gelişme sağlanamamıştır. Uzun tartışmalar sonucu 1973 yılında çıkarılan Toprak ve Tarım Reformu Kanunu 1978 yılında Anayasa mahkemesinin 1976 yılında usul açısından iptal kararı ile son bulmuştur (3).
(1): Cumhuriyetin İlk Yıllarında Tarım,(Anonim).
(2): Cumhuriyetin İlk Yıllarında Tarım,(Anonim).
(3): Cumhuriyetin İlk Yıllarında Tarım,(Anonim).
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.