Takip Et

GDO ve GDO’CULARIN GÜCÜ KARŞISINDA KURUMLAR

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın genetiği değiştirilmiş (GDO) mısır ve soyanın hayvan yemi olarak kullanılmasına izin vermesi bu konuyu ele almamızın nedenidir.İkinci ve en önemli neden ise Türk çiftçisini doğrudan,hayvanımızın sağlığını,insanımızı ve gelecek kuşakların sağlığını ilgilendirdiği için.

Konuya ütopik,skolastik ve dogmatik bir anlayışla yaklaşmamak ve bilimsel çerçevede kalarak okuyucularımı bilgilendirmek amacı ile akademik araştırmaların düşüncelerini özellikle öne çıkarmaya çalışacağız.

Tarım Orman Bakanlığı bir derneğin lobisi etkisinde kalarak böyle bir adımı nasıl attı?

İlk olarak Namık Kemal Üniversitesi Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi’nde yer alan A.Bostan ve S.Gün’ün “Türkiye’de Genetiği Değiştirilmiş Gıda ve Yem Konusunda Mevzuat Uygulamaları ve Denetimler” adlı çalışmasından alıntılar yapalım:

“Genetiği değiştirilmiş ürünlerin dünya Ticaretindeki payı her geçen gün artmaktadır. Ekim a!alanlarında her yıl artış görülmektedir. Ancak söz konusu ürünler konusunda hala tartışmalar sürmekte, bazı ülkeler ürünlere ile ilgili ihtiyatlı yaklaşırken bu teknolojiyi kullanmak isteyen ülkeler üretimlerini her geçen gün artırmaktadır.”

Ancak şunu eklemek gerekir ki GDO’lu üretim yapan ülkeler ürettiklerini daha çok ihraç etmekteler.Bizim gibi ülkelere.Bizde de GDO’lu ürünler en fazla “mısır şurubu” formu ile çikolata,tatlı ve pasta sanayiinde kaçak veya açıkça kullanılmaktadır.

Ancak mevzuatımız bu alanda bazı yasaklamalar getirmiştir.Örnek olarak,Bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleriyle,bebek ve küçük çocuk ek gıdalarında kullanılması yasaktır.”

Haklı olarak bebeklere gösterilen özen niçin diğer yaş gruplarına gösterilmemiştir sorusu akla gelmektedir.

Denetlemeye gelince hayvan yemi için mısır ve soyaya GDO izni veren kurul yetkildir.Kurulun da yetkisi yangın çıktıktan sonra lastiği patlak,deposu boş itfaiye itfaiye aracının yangına gitmesi gibi olacaktır.Yani kendi verdiği izin sonrası insanların sağlığı tehlikeye girdiğinde veya toplu ölümlerde “bahane “ üretecektir.

“GDO ve ürünlerinin piyasaya sürülmesinden sonra, kararda verilen koşullara uyulup uyulmadığı,insan, hayvan, bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitlilik üzerinde herhangi bir beklenmeyen etkisinin olup olmadığını,Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kontrol edecek ve denetleyecek ve belirtilen koşulların ihlali veya GDO ve ürünleriyle ilgil olarak herhangi bir riskin ortaya çıkabileceği yönünde yeni bilimsel bilgilerin ortaya çıkması durumunda karar, Kurul tarafından iptal edilebilecektir.”

Yani GDO insan ve çevreye zarar verince kesinkes ortadan kaldırılmayacak ,kurulun lobilere ve kamuoyu baskısının etkisine göre karar vereceğini ifade etmektedir.

Acaba bu kurul GDO’nun etkisini nasıl bir yöntemle izlemektedir?

• GDO’lu ürünlerde Etiket beyanlarının kontrolünü ve doğrulamasını sağlamak; *

• Uygun olan hallerde sağlık ve çevre üzerindeki potansiyel etkilerin izlenmesini sağlamak; *

• İnsan sağlığı veya çevre karşısında öngörülemeyen bir riskin tespit edildiği hallerde GDO içeren veya GDO’dan müteşekkil ürünlerin pazardan toplanabilmesini sağlamak.

Acaba Biyogüvenlik kurulu veya Tarım Orman Bakanlığı yukarıdaki izlemeleri yapabilmekte midir? Bu sorunun maalesef cevabı bulunmamaktadır. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.