Yaptığımız en büyük yanlışlardan biri, her hadisenin en az iki yönlü olduğunu unutup, muhatap ya da şahit olduğumuz hadiselere tek taraflı bakmaktır...
Romalı filozof ve devlet adamı Seneca der ki, “Tek tarafı dinleyerek verilen karar, doğru olsa bile hiçbir zaman adil olamaz”...
Doğru ve adil hüküm verebilme hususunda en önemli etken bakış açımızdır. Bir durumu ya da kişiyi sadece kendi doğrularımızla değerlendirmek, üç boyutlu bir nesneyi iki boyutta tanımlamaya çalışmak gibidir...
Arif Nihat Asya verdiği bir konferansın ardından Fetih Marşını heyecanla okuyordu; “Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın/Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın...” Şair bu sözleri söylediğinde arka sıralardan genç bir kız yüksek sesle karşılık verir; “Nerede o ikinci Muratlar!”...
Doğru bakış açısı için en önemli şart, empati yapabilmektir. Herhangi bir hadisede olayın sadece kendimize bakan yüzüyle ilgilenmek, buzdağının suyun üstünde kalan kısmına bakıp hüküm vermek gibidir. Oysa ki doğru açıdan bakılmadığında ayna bile yüzümüzü göstermez...
Peki, bakış açısı dediğimiz şey nedir?
Bakış açısı en kısa tanımıyla hayata baktığımız penceredir...
Yaşamdaki herhangi bir olayın anlam ve değeri, sahip olduğumuz bakış açımızla şekillenir. Bakış açısı kişiye, zamana ve mekana göre değişen bir olgu olup, hiçbir durum tek bir bakış açısıyla değerlendirilemez. Tıpkı aynı resme bakan birçok insanın gördüklerinden farklı farklı anlamlar çıkarması gibi…
Unutulmamalıdır ki tek bir bakış açısı tek bir boyut demektir ve asla olayların tamamını yansıtamaz...
Bakış açımız mutluluğumuzu belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Bu nedenle, farklı bakış açılarına ne kadar çok açık ve saygılıysak, ne kadar çok empati yapabiliyorsak ve değişime karşı ne kadar az direnç gösterebiliyorsak mutluluk bize o kadar yakın demektir...
Peki, eğer mutlu değilsek ve artık hadiselerden ve kişilerden hazzetmiyorsak ne yapmalıyız?
Yapmamız gereken en doğru şey bakış açımızı değiştirmektir. Bir başka deyişle, olaylara tek yönlü bakmamayı, bir olguyu veya durumu sadece kendi bakış açımızla değil, farklı perspektiflerden de değerlendirebilmeyi öğrenmektir. Aksi taktirde gideceğimiz adres belki de bir psikoloğun tedavi merkezi olacaktır...
Bildiğiniz üzere, psikologların çalışma ofislerinde diğer branş doktorlarınkinde olduğu kadar çok alet edevat bulunmaz. Onlar sade bir odada sizi uzun uzun dinlerler ve birtakım sorular sorarlar. Fakat psikologda geçirilen zamanın sonucunda kendinizi daha huzurlu ve sorunlarınızdan arınmış hissedersiniz.
Neden?
Psikolog size ne yaptı da onun muayenehanesinden çıktıktan sonra eskisinden daha huzurlu ve mutlusunuz?
Psikologların yaptıkları pek birşey yokmuş gibi göründüğü halde neden onlarca insan kapılarında sıraya giriyorlar?
Aslında cevap çok basit. Hiçbirşey yapmıyormuş gibi görünen bu insanlar, kendilerine gelen insanların bakış açılarını değiştirerek çok önemli birşey yapıyorlar. Psikologlar sayesinde insanlar, 'öldüm, bittim' dedikleri dertlerinin aslında o kadar da büyütülecek dertler olmadığını; kendilerinden daha da dertli insanların bulunduğunu; 'yapamam, edemem' dedikleri şeyleri yapıp etmenin mümkün olduğunu; onsuz yaşayamam dediklerinin vazgeçilmez olmadıklarını ve aşılamaz sorunlar olarak gördükleri daha pek çok şeyin farklı bir bakış açısıyla kolayca aşılabileceğini öğreniyorlar...
Evet, küçük bir dokunuş insanları mutlu etmeye yetiyor da artıyor bile. O halde benmerkezci önyargılarımızdan kurtulup olaylara tek taraflı bakmamayı öğrenelim; zira her olay diğer taraftan farklı görünüyor olabilir. Sakın unutmayın ki farklı perspektiflerden baktığımızda yalnızca sorunları çözmekle kalmayız, aynı zamanda hayatı daha anlamlı ve tatmin edici hale getirmiş oluruz...
Şikayet frekansından şükür frekansına geçmek için, bakış açımızı mutlaka değiştirmemiz lazım. Bakış açımızı değiştirmeden acılarımızı değiştirememiz asla mümkün değildir...
Bazen bakış açısını değiştirmek gerekse de, bu iş o kadar da kolay birşey değildir. Bunu başarabilmek zaman ister, niyet ister, çaba ister. Ayrıca, uzmanların şu tavsiyelerine uymak da, bakış açımızı değiştirebilmemiz hususunda oldukça faydalıdır:
- Kendinizi geliştirin: Bunun için bol bol okuyun, araştırın, farklı düşünce ve görüşler hakkında bilgi edinin.
- İmkanlar ölçüsünde çokça eyahat edin: Seyahatleriniz sayesinde değişik kültürler ve insanlar tanıyarak dünyanın farklı yönlerini keşfedebilir ve tecrübe kazanırsınız. Seyahat etmek farklı bakış açılarını keşfetmenin en güzel yoludur.
- Arkadaş çevrenizi genişletin ve gerekirse değiştirin: Bu sayede farklı kişiler tanıyabilir ve bu kişilerin görüş açılarından faydalanabilirsiniz. Yeni kişiler bambaşka düşünceler ve farklı fikirler demektir.
- Değişik hobiler edinin: Yeni hobiler sizi zenginleştirerek olaylara daha farklı bir yönden bakabilmenizi sağlar.
- Tek bir gerçek olmadığının ve sizinkinin en doğrusu olmayabileceğinin farkına varın: Başkalarının bakış açılarına saygı göstererek ve gerçeğin tek olmadığını kabul ederek bakış açınızı genişletebilirsiniz.
- Trendlerden geri kalmayın: Farklı gazete, dergi ve diğer haber kaynaklarından güncel olaylar ve trendleri takip ederek hiçbir şeyin aynı kalmadığını görebilir ve yeni bir dünya görüşü kazanabilirsiniz.
Bütün bunların ötesinde, bakış açısını değiştirebilmenin en önemli şartı empati yapabilme kabiliyetini kazanmaktır...
Son söz;
Eğer bir durumu değiştirmeyi başaramıyorsanız, bakış açınızı değiştirin...
Esen Kalın...
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.