AyFm 100.5

Dijital Monoteizm Mi?!

Bir zamanlar insanlar birden çok tanrıya inanıyordu; sonra tek tanrı inancına geçildi…

Bugün bilgi dünyasında da benzer bir süreç yaşıyoruz…

Gazeteler, kitaplar, öğretmenler, büyükler, dostlar… Her biri ayrı bir bilgi kaynağıydı. Hala kısmen öyle. Ancak hızla değişen birşey var; herşeyi artık tek bir “büyük zeka”ya —yapay zeka sistemlerine— dönüp soruyoruz…

Bu, korkutucu mu? Kısmen evet. Çünkü kararlarımızı, fikirlerimizi, merakımızı bir merkeze teslim etme riski var. “Dijital monoteizm” diyebiliriz buna: bir tür tek otoriteye bağlılık…

Ama başka bir yol daha var: “Hibrit yaratıcı insan” olmak. Yani yapay zekaya teslim olmak yerine onu kendi zekamızın uzantısı, bir hızlandırıcı olarak kullanmak. Ezberle değil yaratıcılıkla, sorgulamadan değil eleştirel düşünmeyle, tek kaynaktan değil farklı bakışlardan beslenmek.

İnsanlık tarihin her kritik aşamasında böyle dönüm noktalarına geldi. Yazının icadı, matbaanın icadı, internetin doğuşu… Hepsi bazı becerileri köreltti ama başka becerileri açığa çıkardı. Şimdi aynı eşiğin yapay zeka versiyonundayız.

Peki ne yapmalı?

– Tek kaynağa değil, farklı kaynaklara başvurmak.

– Eleştirel düşünme yetisini korumak.

– Teknolojiyi kutsal otorite değil ortak akıl olarak görmek.

– Yapay zeka ile bilgiye ulaşırken kendi duygusal ve etik pusulamızı kaybetmemek…

Bu yolda para önemli: zaman ve verimlilik kazanmak, ekonomik olarak güçlenmek için. Ama para dışı motivasyonlar —merak, özgürlük, adalet, fayda üretme— asıl motorumuz olmalı. Yani sadece daha “hızlı” değil, daha “bilge” bir insan olma fırsatımız var.

Sonuçta mesele yapay zeka değil; mesele bizim kim olduğumuz. Yapay zekaya bir “dijital tanrı” gibi taparsak, kendi zekamızı kaybederiz. Onu bir “ortak akıl” gibi kullanırsak, kendi zekamızı yükseltiriz.

Aklınızdaki soruların yarattığı “iç sesi” kaybetmemeniz dileğiyle… Bırakın biraz düşünsün… 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.