Değerli okuyucular, geçen hafta Facabook ile ilgili ilk yazımla alakalı çok sayıda olumlu dönüşler aldım. Özellikle İnternet’in ilginç yönleri ve az bilinen gerçekleri konseptine devam etmem hususunda beni yüreklendiren e-postaların sayısı yadsınamaz. Bu hafta yine ilginç bir konuya değineceğim; her İnternet kullanıcısının kabusu; gereksiz e-postalar yani spam mailler.

PEKİ NEDİR BU “SPAM” DEDİKLERİ?

Bilindiği gibi İnternet’in en çok kullanılan servislerinin başında “e-posta” gelmektedir. İnternet kullanıcılarının neredeyse hepsinin bir e-posta adresi mevcuttur ve genellikle İnternet kullanıcıları nete bağlandıklarında ilk önce e-postalarını kontrol etmektedirler. E-postanın bu kadar kısa sürede bu denli hızla yaygınlaşmasının başında, klasik postaya olan üstünlükleri yatar. E-posta klasik postaya nazaran daha hızlı ve çok daha az maliyetlidir. Peki posta kutunuza ulaştığınızda sizi bekleyen dağ gibi spam maillere ne demeli. Şimdilerde en çok şikayet edilen konulardan biri olan spam maillerin ismini nerden aldığı sizi çok şaşırtacak...

Spam olarak gördüğümüz maillerin çoğu pazarlama amaçlı yollanmış maillerdir. E-posta pazarlaması olarak bilinen bu yöntem ile mevcut veya potansiyel müşterilerinize haber ve duyurularınızı toplu bir şekilde ulaştırmanız mümkündür. Mesela web sitenizi ziyaret eden müşterilerinizin e-mail adreslerini toplayıp, bu müşterilerinizi gruplayabilir ve istediğiniz anda, istediğiniz kadarına anında elektronik bülteninizi gönderebilirsiniz. Ancak belirtmekte fayda var ki son düzenlemelerden sonra topladığınız mail adreslerinin izinli olması ve bültenin sonunda gruptan çıkmak isteyenlerin işaretleyeceği bir bölüm ayrılması artık zorunlu hale getirilmiştir.

Spam mailler ne kadar istenmeyen postalar olarak görülürse görülsün bu sektör çığ gibi büyümeye devam etmektedir. Koray Odabaşı’nın “İnternet’te Pazarlama Stratejileri” adlı kitabında da bahsettiği üzere spam olarak niteleyeceğimiz ilk mail, İnternet ağının temelleri olan henüz Arpanet’te 3 Mayıs 1978’de Gary Thuerk isimli bilgisayar satıcısı tarafından, ürünlerini tanıtan bir e-posta göndermesi ile gerçekleştirilmiştir. İnternet’teki ilk spam e-posta ise “Canter&Siegal” hukuk bürosu tarafından gönderilmiştir. Bu e-posta şaşkınlık ve kızgınlık ile karşılanırken, maili alan birçok kişi şirkete dönüş yapmış, durumu protesto etmiştir. Gelen bir protesto mesajında “Hindistan cevizi ve spam kutularını size yollayacağız.” diye geçen bir cümle de bulunmaktadır. ABD’de düşük fiyat kategorisinde satılan konserve salam ürünü markası olan “spam” sözcüğü böylece İnternet literatürüne girmiştir.

Aradan geçen yıllarda, ticari reklam içeriğinin ucuz marka ile özelleştirilmesi sonucu bu tür postalar Spam olarak anılmaya başlanmıştır. Fakat Ne Gam! Bu kadar büyük bir ilgi ve geri dönüş oranı yakalanması pazarlamacıları çıldırtmış, Canter&Siegal hukuk bürosu ise yaptığı açıklamaya göre, ilk gönderilen spam posta sayesinde şirketin 200 bin dolar gelir elde ettiğini açıklamıştır.