AyFm 100.5
  • 8 Ekim 2025, Çarşamba

HELVA YAPACAK USTA ARANIYOR...

Üniversitede okurken bir hocamızın "Gelişmişlik düzeylerine göre ülkeler 'gelişmiş veya az gelişmiş' olarak ikiye ayrılırlar, fakat bir de 'gelişmeleri engellenmiş ülkeler' vardır ki, bu ülkeler kalkınmaları bilinçli ya da sistematik olarak engellenmiş ülkelerdir" dediğini hatırlıyorum...

Hiç şüphesiz ki ülkeler hakkında yapılan bu tasnifi şehirler için de yapmak mümkündür...

Şehirlerin gelişmişlik ölçütü olarak genellikle ekonomileri göz önüne alınsa da, şehir halkının yaşam kalitesi, eğitim düzeyi, çevre bilinci, sağlık hizmetlerinin ve yönetişimin kalitesi de gelişmişliğin göstergelerindendir. Hiç şüphesiz ki bahsi geçen her faktör birbirini etkilemekte ve sonuca tesir etmektedir...

Ülkemiz şehirlerinin gelişmişlik sıralamasına göz attığımızda, Aydın ilinin ön sıralarda yer aldığını görmekteyiz. İstatistiklere dayalı bu sonuç pek çoğumuz için memnuniyet verici olsa da, şahsım adına Aydın'ın gelişmişlik seviyesinden hiç de hoşnut değilim. Bir başka deyişle, mevcut potansiyeli göz önüne alındığında Aydın'ın çok daha gelişmiş ve müreffeh şehirler seviyesinde olması gerektiğine inananlardanım...

Ne yazık ki Aydın, sahip olduğu doğal, kültürel, ekonomik veya stratejik kaynaklarına rağmen, bu kaynakları yeterince değerlendiremeyen nadir şehirlerimizden biridir.

Soruyorum sizlere, kaç şehrin ovalarından yılda 3 ürün alınabilmekte?

Türkiye'nin önde gelen kestane, zeytin ve incir üreticisi olan bu şehirde yetişen binbir türlü meyve ve sebzeden yeterince gelir elde edebiliyor muyuz?

Kuşadası, Germencik, Buharkent ve Nazilli'deki termal ve jeotermal kaynaklar kaç ilimizde mevcut?

Efes, Milet, Nysa, Tralleis başta olmak üzere, yüzlerce medeniyetin bıraktığı binlerce tarihi mekan, eser ve kalıntı kaç tane şehirde var?

Bir zamanlar Aydın'a gıpta ile bakan Denizli sanayide başını almış gidiyorken, Aydın sanayisi neden yerlerde sürünüyor?

Yanıbaşımızdaki Denizli'de bir sürü battı-çıktı ve alt-üst geçit mevcut iken, Aydın'da neden 1 tane bile battı çıktı bulunmamakta?

Karadenizdeki ardı ardına sıralanmış şehirlerin neredeyse hepsi de havaalanına sahip iken, Aydın'da sivil bir havaalanının olmaması bu kentin ayıbı değil midir?

Bu şehir adam gibi bir spor kompleksine, stadyuma ve kapalı spor salonuna layık değil mi?

Şehrin gözbebeği Adnan Menderes Üniversitesi ile şehir bürokrasisi, siyasileri ve halkı arasındaki işbirliği ne zaman sağlanacak?

Şehirde gençlerin ihtiyaçlarını karşılayacak kaç tane kültür merkezi ve kültürel etkinlik mevcut?

Daha sorulacak yüzlerce soru mevcut, fakat muhataplarına ve anlayana bu kadarı yeter de artar bile...

Dedim ya, Aydın ili mevcut potansiyelini kullanamayan nadir şehirlerimizden biri. Bir başka deyişle, un, yağ, şeker var, fakat helva yapacak usta ya da ustalar yok...

Kostüm var, dekor var sahne var ama yönetmen yok...

Takım var, top var, saha var, ama teknik direktör yok...

Ben ustayım, yönetmenim, teknik direktörüm diyenlerin kılıçları önce çıraklarını, oyuncularını ve futbolcularını doğruyor.

Örnek mi;

Bakın bakalım Aydın'da kaç tane Aydın'lı bürokrat kaldı?

Kendilerine yar olmayan kim olursa olsun bertaraf edenlerin ne yazık ki hiçbir zaman Aydın diye bir dertleri olmadı. Onların en büyük derdi, müstahkem kalelerinin surlarını daha da kalınlaştırıp yükseltmek ve mümkün olduğunca (kumdan) kalelerini muhafaza etmek. Fakat unutulmasın ki kale surları yeri ve zamanı geldiğinde idam sehpalarına dönüşürler...

Hiç şüphe yok ki Aydın’ın temel problemi, ekonomik, kültürel, doğal ve tarihi avantajlarını katma değere dönüştürecek stratejik vizyon eksikliğidir. Planlama, yatırım, tanıtım ve sürdürülebilirlik hususlarındaki eksiklikler nedeniyle Aydın'ın var olan potansiyeli ne yazık ki tam anlamıyla değerlendirilemiyor. Bu garabetten kurtulmak için yerel yönetim, merkezi hükümet, üniversite, özel sektör ve sivil toplum örgütlerinin daha bütüncül bir iş birliği içinde olması kaçınılmazdır. Aksi takdirde Aydın, coğrafi konumu, tarım ve turizm avantajlarına rağmen sanayi, eğitim, Ar-Ge ve stratejik yatırımlar açısından geri planda kalmaya devam edecek, giderek de daha fazla beyin göçüne maruz kalacaktır...

Aydın için 'gelişmesi engellenmiş şehir' derken merkezi ve yerel yönetimin yanlış ve eksik politikalarının, strateji yoksunluğunun, yatırım ve vizyon eksikliğinin, siyasi çekişmelerin ve toplumun yeterince örgütlenememesinin şehrin kalkınmasını sınırladığını anlatmak istiyorum...

Bahsi geçen faktörler içerisinde en etkin olanı ise sanırım siyaset faktörüdür. Bu bağlamda düşünüldüğünde, "Siyasetin geri bıraktığı şehir" tabirini Aydın için kullanmak hiç de yanlış olmaz. Bu tabir sadece fiziksel kalkınma eksikliğini değil, aynı zamanda adaletsiz kaynak dağılımını, politik kutuplaşmayı ve yönetişim sorunlarını işaret eder.

Şimdi bir düşünün bakalım, Aydın'da bu sorunlardan kaç tanesi mevcut...

Sözü fazla uzatmaya hacet yok. Son söz olarak diyorum ki;

Heredot'un "Gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzü" olarak tanımladığı güzel şehrimiz Aydın'a yazık etmeyin. Bu şehir atalarımızdan kalan miras, gelecek nesillerin ise bizlere emanetidir...

Esen Kalın... 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.