Takip Et
  • 30 Mayıs 2025, Cuma

Dilsiz şeytanlar

Bugün, oyun oynaması gerekirken mezar taşı olan çocuklar için yazıyorum.
Yer: Gazze.
Dünya haritasında küçücük bir yer. Ama acının en büyük hâli orada yaşanıyor.
Birbirine sarılmış halde cansız bedenleri bulunan kardeşler…
Oyuncaklarının yanına düşen bomba parçaları…
Anne karnında ölen bebekler, doğamadan mezar taşı olanlar…
Gazze’de her gün bir çocuk ölüyorsa, bu sadece orada yaşayanların değil, tüm insanlığın sorunudur.
Bu artık bir savaş değil, bir suskunluk suçudur.
Hiçbir siyasi açıklama, hiçbir tarihsel arka plan, hiçbir “ama” bu çocukların ölümünü mazur gösteremez.
Çocuklar ölüyorsa, biz çok şeyi yanlış yapıyoruz demektir.
Ve bu yanlışın düzelmesi için herkesin bir görevi var:
- Dünya liderleri, güç oyunlarını bırakıp, acil ve kalıcı bir ateşkes için harekete geçmeli.
- Uluslararası hukuk, sadece kâğıt üstünde değil, gerçek hayatta da işlemeli.
- Medya, manipülasyon değil hakikatin sesi olmalı.
- Bizler, sıradan insanlar… Sessiz kalmamalı, unutmamalı, kanıksamamalıyız.
-Sivil toplum, vicdan diplomasisiyle barışı örmeye devam etmeli.
Bu bir din meselesi değil.
Bu bir toprak kavgası değil.
Bu çocukların yaşama hakkı.
Ve bu hak, tartışmaya açık değil.
Gazze’de ölen her çocuk, insanlığın utancıdır.
Ve biz sustuğumuz sürece, bu utanç büyümeye devam edecek.
Bugün bu yazıyı, hayatı ellerinden alınan çocukların hatırasına,
Ve hâlâ yaşama umudu taşıyanların geleceğine borçluyum.
Barış, uzak bir hayal değil.
Yeter ki önce vicdanlarımız barışsın.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.