Son zamanlarda bazı ilçelerimizde ana gündem sivrisinekler oldu. Doğrusu bizler de Söke’de bu sinek milletinden rahatsızız. Bu konuda zaman zaman belediyeye de şikayetler gidiyor. Aydın eski milletvekili ve de Ak Parti Aydın İl Başkanı Sayın Mehmet Erdem Beyefendi de bu konuda son derece bilimsel bir açıklama yapmış:
“Sivrisineklerin artış nedeni dere yataklarına akıtılan kanalizasyon sularıdır.”
Gördünüz mü, Sayın Başkan hemen teşhisi koyuverdi. Üstelik bu işin suçlularını da tespit etti. Suçlular da belediyelermiş. Kendileri kibarlık yapıp söylemediler de, cümlesini ben tamamlayayım. Yani işin suçlusu, bu sinek milletini besleyip büyüten, onlarla etkin bir şekilde mücadele etmeyen CHP’li belediyelermiş.
AKP İl Başkanı tam olarak bunu söylemek istedi. Çünkü benzer bir paylaşımı partilerinin Söke İlçe Yönetimi de yaptı.
*
Başkan ağzını açmışken işi sadece sineklerle sınırlı tutmadı. Belki de işin kaynağına inmek istedi. Söke Çayı’ndan da söz etti ve bu sivrisinek işinin üreme merkezi olarak çayı işaret etti. Biz o çayın bu işleri başımıza açacağını biliyorduk da sözümüzü kimseye dinletemedik. Güya çayı ıslah ettiler. Edilmese daha iyi olacaktı.
Sayın Erdem’e göre iş kolay elbette. Aydın’dan Söke Belediyesini eleştirmek kolay. Ama kimsecikler sormasa ben sorarım; sizin partinizin Söke Belediye Meclisinde meclis üyesi yok mu? Onlar ne diye ağızlarını açıp da bir şey söylemediler?
Eski ilçe başkanınız Fatih Gürer sanırım birinci sıra adayı olarak meclise girdi. Ben ne sivrisinek konusunda, ne de Çayın temizliği konusunda kendisinden bir eleştiri ya da öneri duymadım. Benim duyduğum tek beyanatı; belediye yönetimi ile güzel bir uyum içinde çalışıp hizmet ürettikleri şeklindeki ifadeleri oldu. Hangi güzel hizmetleri ürettiklerini anlatmadılar ama Başkan İberya Arıkan ile birlikte sarı çizmeler giyip sokak süpürmediklerini biliyorum.
*
Çay’ın ıslahına gelince; bu iş hiç yapılmasa daha iyiydi. Çünkü yapılan iş iyi olmadı. Devletin paraları harcandı da, ortaya çıkan sonuç kimseyi memnun etmedi.
Halkın fikri sorulmadı. Sökeli hemşerilerin nasıl bir çay istedikleri hiç merak edilmedi. Adeta “ben yaptım, oldu” mantığıyla hareket edildi. Bize daha önce söylenen; Çay yatağı daraltılacak, buna karşılık derinlik arttırılacaktı. İki yandan kazanılan alanlar yola ilave edilip çayın her iki tarafı da çift şeritli yollar haline getirilecekti.
Çay tabanının beton olması ayrı bir sıkıntıydı. Bunun da doğalı yatağın toprak olmasıydı. Çay üstüne yapılan kambur köprülerin mantığını zaten kimse açıklayamadı. Kadınlar pazar arabalarını, hatta bebek arabalarını bile bu köprülerden geçirirken sıkıntı yaşıyorlardı.
Çayın ıslahı için çaba gösteren, başına bareti geçirip Demirköprü üzerinde mühendislerle birlikte planları inceleyen devrin Sökeli Milletvekili Yavuz Vekilime bu kambur köprü sorulduğunda kendisinin bu işte dahli olmadığını, DSİ’nin tasarrufu olduğunu söylemişti. Ne güzel değil mi? Doğru olan her şeyi kendileri yapıyor, yanlışlar ise bürokratların işi…
Son söz; Sayın İl Başkanı Mehmet Erdem Beyefendinin nezdinde bütün siyaset insanlarına seslenmek istiyorum. Bize rakiplerinizin kusur ve hatalarını söylemeyin. Biz onları zaten biliyoruz. İnanın, siyaset insanlarının bütün doğrularını da, eğrilerini de biliyor ve takip ediyoruz. Sizler rakiplerinizi şikayet etmek yerine kendi sorumluluğunuzdaki işleri doğru ve güzel yapın. Yapacaklarınızı millete danışarak ve de milletle beraber yapın.
Aydın’da seçim kazanmanın başka bir yolu yok.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.