AyFm 100.5
  • 16 Eylül 2025, Salı

GALİBA BİZ BİR HAYALİ KOVALADIK

Ben o adamı severdim. Mütevazi duruşu, insanlara karşı son derece saygılı yaklaşımı ve konuşurken sözcükleri kullanışındaki zarafet, kendisine hayranlık derecesinde saygı duymama neden olmuştu.

Bence dünya malına tamah etmeyişi sahip olduğu en önemli değerlerden biriydi. Ne kendisinin ne de evlatlarının harama tamah etmediklerini, özellikle devletin malına, öksüzün yetimin hakkına el uzatmadıklarını görmek kendisine olan güvenimi de saygımı da arttırıyordu.

Bütün bunların yanında bir de çıkıp “hak, hukuk, adalet” diyerek bu yaşında Ankara ile İstanbul arasını yürüyünce saygım da güvenim de en üst seviyeye ulaştı.

Belki de burada bir hata yaptım. Yukarıda anlattığım davranışlar o kadar değerli ve de günümüz siyasetinde o kadar az rastlanan özelliklerdi ki, bu hayranlıkla asıl fotoğrafı göremedim.

*

Sevgili okuyucu, dün de söyledim, bugün de söylüyorum; Kemal Kılıçdaroğlu harama el uzatmamıştır. Yetim hakkı yememiştir. Ancak; yanındakiler yerken de bunu görememiş ya da sesini çıkarmamıştır. Bunun en canlı örneği de genel başkanlığı döneminde en yakınındaki kişilerden biri olan partili şahsın 286 tane daireye sahip olması diye düşünüyorum.

286 tane dairenin her birinin tapu işlemleri için bir iş günü harcansa birbuçuk seneyi aşkın bir zamanda sadece tapu işlemleri gerçekleştirilebilir. Diğer villaları benzinlikleri ve de şirketleri saymıyorum. Onların kuruluş işlemleri, tapudaki, vergi dairesindeki, belediyedeki işlemler için harcanan zamanı hayal gücünüze bırakıyorum.

*

Sayın Kılıçdaroğlu kendisiyle genel başkanlık yarışına girerek kongrede delegelerin çoğunluk oylarıyla kazanan Özgür Özel’i sevmeyebilir. Ya da kendisi CHP’ye gönülden aşık bir partili olarak onu bu göreve layık da görmeyebilir. Çünkü insan özellikle çok sevdiğini kıskanır. Ama bu son yaşananların adı sevgi olamaz. Sevdiğiniz sizden uzaklaşsa bile onu sevmeye devam eder, koruyup kollamak istersiniz. Burada Kemal Bey seven biri gibi davranamamıştır. Gözünün önünde, hatta bütün Türk Milletinin gözleri önünde kendi partililerinizin eliyle bir demokrasi ayıbı yaratılırken, sizin bunu sessiz bir şekilde izlemeniz, adeta olanlardan memnuniyet duyar gibi bir izlenim oluşturmanız en etkili sloganınız olan “hak, hukuk, adalet” söylemiyle örtüşmüyor.

Sayın Kılıçdaroğlu, sizin daha CHP’ye ve Türk siyasetine kazandıracağınız çok değerler olduğu kanaatindeydim. Dürüst ve bilge başkan olarak yol gösterici bir örnek olabilirdiniz. Bu konuda umutlarım da vardı. Ne yazık ki hepsi kayboldu. Biz bir rüya görmüşüz. Ya da bir hayali kovalamışız.

Son yaşanan, İstanbul İl Başkanlığına kayyum atanması olayı bizi kendimize getirip gerçekleri görmemizi sağladı.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.