AKP Aydın İl Başkanı Sayın Mehmet Erdem Söke Belediyesini eleştirirken sivrisinekler üzerinden yürümüştü. Doğrusu bu sinek işi de bizleri canımızdan bezdiren bir sorun ama bence asıl sorun Belediye Başkanımız Mustafa İberya Arıkan Beyefendinin mülk satma sevdası. Başkan göreve geldiği günden bu yana sürekli olarak satıyor. Üstelik bu satışlara Sayın Erdem’in partisine mensup meclis üyeleri de destek veriyorlar. Ben bazı CHP’li meclis üyelerinin bu satışlardan rahatsız olduklarını ve kerhen el kaldırdıklarını işittim de Ak Partili üyelerden bu konuda bir sitem ve sızlanma duymadım. Tam aksine; AKP’li Meclis Üyesi Sayın Fatih Gürer belediye yönetimi ile uyum içinde çalıştıklarını büyük bir övünçle ifade etmişti. Benim gördüğüm uyum sadece mülk satışlarına verilen destekten ibretti. Zaten, çok şükür, belediyemizin başka bir icraatı da yok.
*
Aydın, büyükşehir olmazdan önce bize bu büyükşehir uygulaması ne güzel anlatılmıştı. O zamanlar görev yaptığım televizyonda hem Sayın Erdem ile, hem de başka AKP’li yetkililerle söyleşiler yapmıştım. O programlarda bu uygulama o kadar güzel anlatılmıştı ki, beğenmemek ve hayaller kurmamak mümkün değildi.
Özellikle ilçe belediyelerine para akacaktı. Gelirler artacak, buna karşılık giderler azalacaktı. İl Özel İdaresi olmayacak bunun yerine (YİKOB) Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı belediyelerin yaptıkları ya da yapmadıkları yatırımları izleyecek, kendince öncelikli olduğuna inandığı yatırımlar yapılmıyorsa kendisi yapıp bedelini ilgili ilçe belediyesinden tahsil edecekti.
Ben Söke’de böyle bir uygulama görmedim. Galiba YİKOB Söke’de bir izleme yapamamış ki, burada bir koordinasyon eksikliği var. Ya da eksikler o kadar fazla ki, hangisinden başlayacağını şaşırmış.
*
Büyükşehir uygulaması öncesinde özellikle de köylere hizmetler İl Özel İdaresi marifetiyle giderdi. Önceleri bu hizmetleri pek hissetmiyorduk. Çünkü fazla bir gelir yoktu. Ancak; özellikle bu çok eleştirilen jeotermaller sonrası özel İdare bütçeleri tavan yapmıştı. Jeotermal ruhsatlarından yerele büyük kaynaklar aktarılıyordu. İl özel İdaresi bu paraları kendince adil bir ölçü içinde ilçelere pay ederek oralardaki köylerin yol, su gibi hizmetlerini gerçekleştiriyordu.
Bazen bu işin de şaştığı oluyordu. Köylere hizmet olarak harcanması gereken paralar başka amaçlar için kullanılabiliyordu. Mesela; Kuşadası’na yapılan kongre merkezi gibi…
Yine Söke köylerine hizmet için ayrılan paralarla da kaymakamlık konutu yapılmış ve de kaymakama makam aracı alınmıştı. Halbuki bunlar merkezi yönetimin sorumluluğunda olan yatırımlardı.
Büyükşehir uygulamasında en can alıcı nokta, köy tüzel kişiliklerinin ortadan kalkması ve oraların da mahalle olarak belediyelerden hizmet alması olmuştu. İlçe merkezindeki mahallelere bile hizmet götüremeyen belediyeler elli kilometre uzaklıktaki kırsal mahalleye nasıl hizmet götürecekse?..
Yeterli hizmet elbette gitmedi, ama köylerden belediyelere devredilen mal varlıkları satılarak kaynak yaratılmaya başlandı. O işi de en güzel bizim Söke Belediyesi yapıyor. Bu gidişle satacak bir şey kalmayacak ve belediyenin kapısına kilit vurmak zorunda kalacağız.
Ne diyelim, Allah sonumuzu hayır etsin.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.