GALİBA EFE KONTROLÜ KAYBEDİYOR

Özlem Çerçioğlu’nu da, Mustafa  İberya Arıkan’ı da sevemedim ve bunu da hiç saklamadım. Kendilerine tek bir kere bile oy vermedim. Yani her ikisinin de başkan olmasında benim bir dahlim yok. Hani derler ya bazen; “verdiğim oyum haram olsun” diye… Benim böyle haram edecek oyum da yok. Çünkü onlara oy vermedim ve vermeyi de hiç düşünmedim. 
Ben vermedim ama 300 binden fazla Aydınlı, “efe” falan diyerek Çerçi’ye oy vermiş. Bu oylarla Büyükşehir Başkanı olan Çerçi Efe de 23 yıllık geçmişi bir tarafa itip Ak Parti’ye geçivermiş. Ben oy vermediğim için oyumu haram edemem ama o efelik yakıştırmasını haram ediyorum. Her ne kadar içlerinden bazıları eşkıyalık da yapıp efeliğin namını kirletseler bile efe namını almış kişiler yiğitlikleri, mertlikleri ve vatan sevgileriyle bilinirler. Döneklik ve efelik yan yana gelemez. Efelerin kadını da böyledir, erkeği de. 
Bizim Topuklu Çerçi Efe döndü. 300 bin CHP seçmeninin oyunu alıp helalleşme gereği bile duymadan partisinden ayrıldı. Hatta rozet takma töreninde efelikle birlikte meşhur topuğu bile zarar gördü. Çünkü kendisinin zeybeklerinden olan ve birlikte hareket etmeye özen gösteren İberya Efe’ye Ak Parti rozetini Sayın Cumhurbaşkanımız kendi eliyle takarken Çerçi Efe’nin rozetini Kadın Kolları Başkanı takmış. Bu durumda elbette ki ne topuk kalır, ne de efelik…
*
Belki de söylenenler doğru değildir. Hani diyorlar ya; mahkemelerde 15 tane dava karar aşamasındaymış, Çerçi Efe görevden alınıp yerine kayyım atanacakmış, kendisi de kodese atılıp cezalandırılacakmış diye…
Ya da,  Efe’nin muhterem eşlerinin şirketine kayyım atanacakmış gibi de bazı söylentiler duyduk. Dilin kemiği yok elbette. Nasıl ki efelik ve topuk övgülerini mutluluk ve gururla karşıladıysanız, bu türlü eleştiri ve yakıştırmalara da olgunlukla tahammül edeceksiniz. Ya da bu parti değiştirme işine makul ve mantıklı bir açıklama getirerek milletin ağzını kapatacaksınız.
Öyle ya, milletvekili olmak istediniz, Ak Parti’ye değil, CHP’ye giderek bu emelinize ulaştınız. Sonra belediye başkanı olmak istediniz, yine AKP yerine CHP’nin kapısını çaldınız. En son, canınız Büyükşehir Efesi olmak istedi, yine CHP ile bu hevesinize ulaştınız. Sonra da helalleşme ihtiyacı bile duymadan çekip gittiniz. Üstelik gittiğiniz yerde de işinizle gücünüzle uğraşsanız gene lafımız olmayacak da, bu sefer eski partinize ve de eski yol arkadaşlarınıza zarar verme uğraşına girdiniz. 
Bunlar bir efeye yakışan davranışlar mı ki?..
Doğrusu ben yakıştıramadım. Yakıştırabilen birileri varsa çıkıp söylesinler. Çerçi Hanım oylarını alarak bırakıp gittiği CHP’yi dizayn etme çabalarını sürdürüyor. Bence bu işleri bıraksın. Bu iş kötü bir alışkanlık halini aldı. Şu anda mensubu olduğu Ak Parti’de böyle davranışlar hoş görülmez. Orada parti disiplini vardır ve liderin sözü üzerine söz söylenmez.  En ufak bir yanlışında bütün korktukları başına gelebilir.
*
Belki de bazı şeyleri Zeybek İberya Arıkan yapıyor.  Mesela Söke’deki kongre sürecinde belediye çalışanlarına baskı ile oy kullandırıp sonra partiden istifa ettirmek gibi… Yeni seçilen İlçe başkanını da Genel Başkana karşı kışkırtan belki de eski  vekil  Metin Lütfi Baydar olmasına rağmen bu iş de Çerçi Efe’ye yazılıyor. Millet haklı. Efe eskisi gibi efeliğini yapamayınca öylesine agresif hale geldi ki, kendi verdiği Kuşadası Belediye  hizmet binasını bile geri alma girişimi başlattı. Nefretini ifade için sadece Kuşadası’nı değil, bizleri yani Sökelileri de görüntü kirliliğine mahkum etti. Bütün reklam panoları Efe’ye tahsisli…
Ne diyeyim, Allah Söke’nin, Didim’in ve de özellikle Kuşadası’nın yardımcısı olsun.
Sevgili okuyucu, bu efe muhabbetleriyle sizi sıktığımı düşündüğümden bir süre ne efeden ne de zeybeğinden söz etmemeye çalışacağım. Zaten görüyorsunuz; açık açık yazmamıza rağmen üzerine alınanlar yok.  Sanki “gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar” halleri içindeler. 
Allah büyük, bu günler de geçer.