Sevgili Denge Gazetesi okuyucuları, geçen yazımda Aydın’da yaşanan su muhabbetlerinden söz etmiştim. Hani Büyükşehir Meclisinde CHP’li meclis üyeleri “su fiyatlarında %50 indirim yapılsın” diyerek önerge verdiklerinde Çerçi Efemiz gürleyip de “bre %50 nedir ki, %70 olsun” diyerek bütün meclisi susturmuştu ya, işte bendeniz de o müjdenin mutluluğuyla o muhabbetlere girmiştim. Hatta yazının sonunda bu %70 işinin de aslında %30’lara gelecek bir düzenleme olacağından söz edenler olduğunu ifade etmiştim.
Ben böyle sevinçle hayal kırıklığı, mutlulukla hüzün arasında gidip gelirken yeni bir muhabbet daha ortaya çıktı. Yani açıkçası bu indirim işi hayal olacak gibi görünüyor.
Bakınız, Belediye Meclisinde Çerçi Efe “%50 az olur, indirimi %70 yapalım” deyip herkesi şaşırtmış ve benim gibileri de sevindirmişti ya, o işte de bir tezgah varmış. Çünkü komisyona havale edilen bu karar orada dikkate alınmamış. Yani Efemizin %70 indirim önergesini komisyon üyeleri yok sayıp görüşmeye gerek görmemişler. Sanki havale edilen önerge %50 imiş gibi davranmayı tercih etmişler. CHP’liler de buna bozulmuş. “Efe mademki efelik yaptı, sözünün arkasında dursun” diyerek %50’ye itibar etmemişler. Yani kardeşler, bizim indirim hayal olmuş gibi…
Biz böyle 50 ile 70 arasında gidip gelirken gerçeği balyoz gibi kafamıza indiren AKP İl Başkanı Mehmet Erdem oldu. Aslında ne elli, ne de yetmiş gibi bir indirimin olmadığını ifade ederek bu rakamların telaffuz edilmesini siyasi bir oyun olarak tanımladı. Bir de asıl hedeflerinin 2026 yılında suya zam yapmamak olduğunu söyledi ki, ben bunu aba altından sopa göstermek olarak algıladım. Yani Sayın İl Başkanımız, “oturun oturduğunuz yerde, indirim falan diyeceğinize yeni zamlar olmasın diye dua edin” mesajı verdi.
*
Bunu söylemek istemezdim ama, insan mecbur kalıyor. Bizler ya da sizler, yani Aydın’da kendisine oy veren başta CHP’liler olmak üzere tekmil efe sevdalıları Özlem Çerçioğlu’nu gözlerinde çok fazla büyütmüşler. Hatta kendisine bir de efe yakıştırması yaptılar ki, o da kendini gerçekten efe sanıp kasım kasım kasılmaya başladı.
Namı bir anda “Topuklu Efe” oluverdi.
Bilenler bilir; efeler için çeşitli yakıştırmalar yapılır da, en yaygın olanı mert ve sözlerinin eri oldukları kanaatidir. Topuklu Çerçi Efe için bunları söylemek mümkün mü, bilemiyorum. Parti değiştirmesinden söz etmiyorum. O başka bir durum. İlla ki güçlü bir sebebi vardır. Çünkü insan durduk yerde kendisine inanan, güvenen ve de her türlü desteği şartsız olarak veren hemşerilerine sırtını çevirmez. İlla ki çok zorlayıcı bir nedeni vardır. O bakımdan yorum yapamıyorum. Ama bugün “%70” deyip yarın sözünü yutan ve bu mesele hiç konuşulmamış gibi davranan birinin güvenilirliği sorgulanır. Hele ki bu durumu güya siyasi bir kurnazlık haline getirmeye çalıştığı iddiaları ortalarda dolaşırken sessizliğini koruması efelikle hiç bağdaşmıyor.
Son söz; bu türlü davranışlar “Çerçiden efe olmaz” dedirtti. Üstelik “efe dediğin de topuklu olmaz. Çünkü dağda taşta o topuk kırılıverir de yolda kalır” diyenler sanki haklı çıktılar. Bizim, efemizin çerçiliğine bir lafımız yok. Çerçilik güzel bir meslektir. Biraz meşakkatlidir ama, “rızkın onda dokuzu ticarettedir” sözünü düstur edinmişlerin mesleğidir. Ona lafımız yok da, şu topuk meselesi biraz sıkıntılı. Bakın, dağa taşa bile gerek kalmadan Ankara’nın göbeğinde bile o topuk kırılıverdi.
Efe dediğin körüklü çizme giyer. Kırılacak topuk endişesi de taşımadan bastığı yeri titretir. Sözünün üstüne söz koydurmaz.
Biz bütün bu laflara su fiyatlarındaki indirim sözünden gelmiştik. Eski vekilimiz, şu anki il başkanımız gerçeği açıkça ifade etti. Aslında indirim falan yokmuş. Bu bir siyasi manevraymış. Yani yine aldatıldık. Zaten yıllardır hep aldatılmıyor muyuz?


ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.