TÜİK tarafından 2023 yılı ilk çeyreğinde, diğer sektörler büyürken Türk tarımının bir önceki yıla oranla% 3,8 küçülmesi ile ilgili “analiz” yazı dizimizi sürdürüyoruz.Dünkü yazımızda tarım nüfusunun “iç göç” olgusu ile tarımdan uzaklaştığını,bunun uzun dönem içinde;
Ya tarımda “sahiplik” kavramının bazı uluslararası şirketlere devredileceği veya Türk tarımının milli üretim çizgisi dışında kalarak ithal anlayışa boğulacağı ve dolayısı ile neticede tarımsal üretimin kesintiye uğrayacağı nihai olarak da açlık tehlikesi ile yüz yüze kalacağımız gerçeği ortaya çıkmaktadır.
Dünkü yazımızda ele aldığımız “tarımdan kopuş” olgusunun altında yatan ana nedenlerin başında aile başına ve toplam tarımsal gelirdeki azalma yatmaktadır.
Bu bakımdan yakın dönemlerdeki tarımsal gelir rakamlarını ele almamız gerekmektedir.
Tarımsal gelir ve değişim oranı:
Yıllar Tarım (Bin TL) Önceki Yıla Göre Değişim Oranı (%)
2009 81.234.274 9,1
2010 104.703.635 28,9
2011 114.838.169 9,7
2012 121.692.893 6,0
2013 121.709.079 0,0
2014 134.724.745 10,7
2015 161.447.917 19,8
2016 161.304.618 -0,1
2017 188.650.644 17,0
Rakamsal olarak gelir artışlarının enflasyon,tarımsal girdi fiyatları ve geçim endekslerinin altında kalması Türk çiftçisinin yoksullaştığının en bariz ifadesidir.
Bu tablonun sonucu olarak da üretici sayısı ve üretici aile adedi şu sonuçları vermektedir:
“Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı olan çiftçi sayısı 2002 yılında 2.588.666 iken 2017 yılı itibariyle 2.132.491’e düşmüştür. Üretim yapılan alan ise bu 15 yıl içerisinde 164 milyon dekardan 148 milyon dekara inmiştir.”
Aynı yakın dönemlerde Ziraat Odalarına kayıtlı çiftçi sayısı 5 milyon 600 binden 4 200 bin düzeyine gerilemiştir ki bu sonuç tarımda kalan nüfusun 25 200 bin düzeyinden 18 milyon 900 bine gerilediğini göstermektedir.
Tarım gelirlerinin azalması yanında genel bütçeden tarıma ayrılan pay ve desteklemeler ayrı bir sorun olarak karşımızda durmaktadır.
“Tarım Yasası’na göre Gayri Safi Milli Hasıla’nın en az % 1’inin tarıma destek olarak verilmesi öngörülmektedir. Ancak yasaya rağmen bu oran yakalanamamaktadır. Diğer yandan destekleme ödemelerinin beklenen sonucu doğurması için üretim maliyetlerinin incelenerek ürün seçiminin yapılması ve verilecek desteklerin etkilerinin analiz edilmesi gerekmektedir.”
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.