Ulusal Kırmızı Et Konseyi’nin 2018 Yılı Kırmızı Et değerlendirme raporunda yer alan, raporunda herhangi bir değişiklik yapmadan sorunlara yaklaşımını ve çözüm önerilerini okuyucu ve besicilerimizin bilgilerine sunuyoruz:
Hayvan hastalıkları ve döl verimi düşüklüğü ülkemizde büyük ekonomik kayıplara sebep olmaktadır. Şap Hastalığını durdurmak ve bir anlamda da dışarıya bağımlılığımızı ortadan kaldırmak amacıyla Bakanlığımız tarafından şaptan aşılı ari bölgeler oluşturulması çalışmaları devam etmektedir. Bu kapsamda yürütülen etkin çalışmaların sonucunda mihrak sayısı belirgin olarak azalmıştır.
2018 yılında Tarım ve Orman Bakanlığının şap hastalığı dışında rota virüs, corona virus ve E. coli ye bağlı buzağı ölümlerini önlemek amacı ile tüm damızlık hayvanlar için ücretsiz olarak bir aşılama kampanyası yürütmesi buzağı ölümlerinin önüne geçilmesi için büyük bir adım olarak görülmektedir.
Ülkemizde hastalıkların yanı sıra buzağılama aralığının uzun olması dolayısı ile de ekonomik kayıplar yaşanmaktadır. Buzağılama aralığının işletmelerde 550 güne kadar çıktığı bilinmekte olup bu aralığın düşürülmesi için gerekli protokoller (buzağılama aralıklarının ne sebeplerle uzayacağı ne gibi önlemler alınması gerektiği) (Bakım, Besleme, Tedavi...) oluşturularak yetiştiricilere bilgi/eğitim desteği sağlanmalıdır.
Türkiye’deki et tüketimi alışkanlıklarının değişmesi, tüketimin koyun, keçi etinden dana etine kayması ve 2008 yılında yaşanan kuraklık ile birlikte hayvan varlığının azalması dolayısı ile kırmızı et fiyatlarında hızlı bir yükseliş yaşanmıştır. Nitekim bu durum 27 Ekim 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı 2019 Yılı Programı Raporunda da ele alınmıştır. Raporda büyükbaş hayvana alternatif kaynak olan küçükbaş hayvan varlığında kırmızı et açığını telafi edecek bir artış yaşanmamasının önemli bir sorun olarak görüldüğü ifade edilmektedir.
Kırmızı et üretim rakamları içerisinde küçükbaş üretiminin % 15 seviyelerinde olduğu görülmektedir. Fiyat istikrarının sağlanması için bu oranın tekrar % 25 hatta % 30’lara getirilmesi gerekmektedir.
Bu da 1 milyon 200 bin ton civarında olan üretimin en az 300 – 350 bin tonluk kısmının küçükbaş eti üretiminden karşılanması anlamına gelmektedir. Bu üretim artışını yakalayabilmek için mevcut küçükbaş hayvan varlığımızı ülke nüfusuna eşdeğer hale yani 80 milyon seviyelerine taşımalıyız.
Bu nedenle hayvancılık desteklemeleri içerisinde Küçükbaş hayvancılığa ayrılan payın artırılması önemlidir. Bu kapsamda havza bazlı tarımsal üretimin sağlayacağı destekler ve politikalar ile önemli bir fırsat yaratacağını düşünmekteyiz
Tüketicilerimizin daha sağlıklı gıdaya erişimini sağlamak üzere üretimden tüketime kadar olan aşamalarda tüketicinin sağlık ve güvenlik hakkına dikkat eden ayrıca tükettiği gıdadan tam bilgi alabilmesi için de etiketlemeye ilişkin kriterlere dikkat edilmesi gerekmektedir.
Hayvancılığımızın gelişmesi için orta ve uzun dönemli, kırmızı et ve süt sektörünün tamamının ortak çıkarlarını koruyan, üreticinin sürdürülebilir üretim yapmasını, sanayicinin yatırımlarını büyütebileceği, istihdam sağlayacağı, tüketicinin sağlıklı, güvenli ve ucuz eti tüketebileceği şekilde orta ve uzun vadeli tedbirler alınması gerekmektedir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.