Son yıllarda tekstil sektöründe, tekstil ürünlerinde doğal ve organik boyaların kullanımına olan ilgi giderek artmaktadır. Bu durum, tekstilde alıcıların sentetik ve kimyasal boya ürünlerine karşı tepkileri, çevrenin ve tekstil kullanıcılarının sentetik boyaların neden olduğu toksik ve alerjik reaksiyonlara maruz kalmasının bir sonucu olarak görülmektedir. Doğal boyalar, sentetik boyalara nazaran daha iyi biyoçözünürlük gösterir ve çevre ile daha uyumludurlar. Günümüz insanının satın alma tercihleri de bu yöndedir.
Doğal ve organik boyalar, sentetik boya maddeleri ile karşılaştırıldığında çevreye ve insan vücuduna daha az zarar verir özellikler taşımaktadırlar.
Sentetik boyaların insan ve çevre sağlığı açısından zararlı oldukları pek çok sağlık örgütü tarafından kabul edilmektedir. Bundan dolayı organik tekstil ürünlerinin hayli ön plana çıktığı günümüzde, özellikle bitkisel boyalarla renklendirilmiş insan ve çevre dostu bitkisel boyaların önemi daha iyi anlaşılmıştır. Bazı meyve, sebze ve bitki atıkları hayvan beslenmesinde gübre olarak kullanılmakta olup bir kısmı değerlendirilememektedir. Birçok durumda, bu atıklar dikkate değer miktarda doğal boya içermektedir. Bu bağlamda, endüstriyel yiyecek ve içeceklerden elde edilen olağanüstü miktardaki atıklar, tekstil için renklendirici olarak doğal boyaların ekstraksiyonunda önemli ve sürekli bir kaynak teşkil etmektedir. [4] Günümüzde de doğal boyar maddelerin kullanımını desteklemek adına birçok doğal boya projeleri başlamış olup sayıları gün geçtikçe artmaktadır. (1)
Türkiye, tekstil sektöründe dünyada önde gelen ülkeler arasında bulunmaktadır. Buna rağmen sektör, bünyesinde kullandıkları boyar maddelerin üreticisi değildir. Bu durumda boyamada kullanılan boyar maddelerin yaklaşık olarak % 95’i ithal edilmektedir. Bunların tamamına yakını sentetik esaslı boyar madde grubuna aittir. Her yıl binlerce dolar ülke ekonomisine yük teşkil etmektedir. [6] Bu nedenle, pek çok tekstil firması, ‘’Doğal boyalarla kumaş boyama üniteleri’’ kurmaktadır. (2)
Ancak ülkemizde doğal ve organik boya kaynakları bulunmakta, geleneksel üretim içinde yüzyıllardır yerini almışken son yıllarda bu üretim biçimi ihmal edilmiştir.
Sentetik boya maddelerin üretilmesi ile birlikte doğal ve organik boya üretimi giderek azalmış ve hatta ortadan kalkma noktasına gelmiştir.
Sentetik boyar maddelerin birçoğunun toksik, kanserojen ve atıklarının çevre kirliliğine neden oldukları anlaşılmış olması, doğal boyamacılığı yeniden gündeme taşımıştır.
Doğal ve organik boyaların kaynağı çoğunlukla bitkilerdir.
Bu bitkiler, genellikle bir yıllık veya iki yıllık bitkilerdir ve bir yıl içinde toplanmadıkları zaman kuruyarak toprağa geri dönmektedirler. Ve ülke ekonomisi için bir israf teşkil etmektedirler.
Değerlendirilmelerinin zamanı gelmiştir.
(1): Karadağ R. Doğal Boyamacılık. Geleneksel El Sanatları ve Mağazalar İşletme Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 2007.
[2] Benli M, Kalender H. Doğal boyalar ile sentetik boyaların karşılaştırılması. Tübitak Eğitimde Bilim Danışmanlığı Projesi, 2008.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.