Türk tarımının nitelik (özellik) ve nicelik(sayısal) olarak en büyük mesleki örgütü olan (TZOB) Türkiye Ziraat Odaları Birliği,2-4 Şubat tarihlerinde Antalya’da tüm Türkiye Ziraat Odaları başkanları ve TZOB yönetim kurulu üyelerinin katıldığı “Eğitim Toplantısı” nda TZOB Genel Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar’ın “Türk Tarımının bugünkü Durumu, Sorunları ve Çözüm Yolları”nı içeren sunumunu okuyucularımızın bilgisine sunuyoruz:
Kırsalın kalkındırılması ve kır ile kent arasındaki ekonomik ve sosyal gelişmişlik farkının giderilmesi tarımımız açısından çok önemlidir. Ne yazık ki kırsalda hızlı bir göç yaşanmış ve köylerimiz büyük oranda nüfus kaybetmiştir. Özellikle tarımda genç nüfus kaybı, tarımsal üretimi doğrudan etkilemektedir.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun verilerine göre, 2000 yılında yüzde 35,3 olan kırsal nüfus 2011’de yüzde 28,6’ya indi. Tahminlere göre, günümüzde kırsal nüfusun payı yüzde 25’in altına düşmüş durumda. Önlem alınmazsa, kırsal kalkındırılmazsa, bu eğilimle halen 20 milyon olan kırsal nüfus, 2050’de 4,5 milyona gerileyecek.
Kırsal nüfusu sadece tarım nüfusu olarak görmemek gerekiyor. Gelişmiş ülkelerde tarımda çalışan nüfus yüzde 2-3’lere inse de hala Japonya’nın yüzde 8’i, Avustralya’nın yüzde 10’u, Fransa’nın yüzde 14’ü, Hollanda’nın yüzde 16’sı, ABD’nin yüzde 17’si, Kanada’nın yüzde 19’u, İngiltere’nin yüzde 20’si, İspanya’nın yüzde 22’si, Almanya ve İsviçre’nin yüzde 26’sı, İtalya’nın yüzde 31’i kırsalda yaşıyor.
Nüfusu kırsalda tutacak projeler yürürlüğe konulmalı, kırsal kalkınma desteklenmeli, başta gıda sanayi olmak üzere kırsalda tarımsal girdi kullanan işletmelerin kurulması teşvik edilmelidir. Kırsala, kentlerde olan hizmetler götürülmeli, özellikle kırsal turizm önemsenmelidir. İnsanların doğdukları yerde doymaları sağlandığında, şehirler de ağır göç baskısından uzaklaşacaktır.
Kırsalın kalkındırılması ve kır ile kent arasındaki ekonomik ve sosyal gelişmişlik farkının giderilmesi tarımımız açısından çok önemlidir. Ne yazık ki kırsalda hızlı bir göç yaşanmış ve köylerimiz büyük oranda nüfus kaybetmiştir. Özellikle tarımda genç nüfus kaybı, tarımsal üretimi doğrudan etkilemektedir. Türkiye’de ortanca yaş 2016 verilerine göre 31,4’tür. Araştırmalara göre, ortalama çiftçi yaşı ise 55’in üzerine çıkmıştır. Hane halkı işgücü araştırması sonuçlarına göre, 2015 yılında istihdam edilen 65 yaş ve üstü nüfusun yüzde 72,8’i tarım sektöründe, yüzde 20,4’ü hizmetler sektöründe bulunmaktadır. Tarımda nüfus hızla yaşlanıyor. Genç nüfus tarımda kalmakta isteksizdir. Fırsatını bulan tarımdan kaçmaya çalışıyor. Uzmanlar, çok değil 5 yıl sonra tarımda çalışacak dinamizme sahip nüfus kalmayacağını dile getiriyorlar. Buna bir çözüm bulmamız gerekiyor. Tarımda genç nüfusu tutacak sürdürülebilir, gerçekleştirilebilir proje ve destekler acilen hayata geçirilmelidir.
Tarımsal alanda faaliyet gösteren büyük şirketlerin zarar etmeleri durumunda tarımsal işletmelerini kapatarak sektörden çıktıkları göz önüne alındığında, aile çiftçiliğinin, tarımın sürdürülebilirliği, gıda güvenliği, açlık ve yoksullukla mücadele, kırdan kente göçün azaltılması ve doğal kaynakların korunması açısından desteklenmesi gerekmektedir.
Acilen kent ve kır arasındaki ekonomik ve sosyal farklar giderilmeli, kırsalın ülke ortalamasının üçte birinde kalan gelir seviyesi yükseltilmeli, öncelikle tarıma dayalı sanayiler, kırsal turizm geliştirilmelidir. İngiltere’de tarımdaki nüfus yüzde 1’lere inse de hala nüfusun yüzde 20’si kırsalda yaşıyor. Kırsaldaki nüfusun yüzde 95’i tarım dışında geçimini sağlıyor. Türkiye’nin de kırsaldaki nüfusu tutması ama tarımda çalışan nüfusunu azaltması da bir zorunluluktur.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.