Önceki yazılarımızda Türk tarımının sürdürülebilir,verimli ve ticari boyutta gelişmesi için aile çiftçiliğinin şart olduğunu,bu yapının da kooperatif ve yasal olarak güçlendirilmiş üretici birlikleri ile pazarlama açısından desteklenmesini defalarca belirtmiştik.
Akla şu soru geliyor: Aile çiftçiliği ülkemizde başarılı mı? Cevabımız mutlaka “Hayır.”
Bu defa nedenini,sonuçlarını ve başarılı olabilmesi için neler yapılması gerektiğini ortaya koymamız gerekli.
Bu konuda Gülşen KESKİN, Gülzade KAPLAN , Hayati BAŞARAN’ın “Türkiye’de Aile Çiftçiliği, İşgücü Prodüktivitesi ve Sürdürülebilirlik” adında bir çalışmaları dikkatimizi çekti.Bu çalışmadan alıntılar yaparak görüşlerimizle harmanlayarak konuyu tartışmaya açacağız.
Öncelikle belirtelim ki tarımda üretimin ve pazarlamanın en kötü metot,tekniği şirketler eliyle yapılmasıdır.Tüm dünyada şirketler kendi sektörleri dahilinde tarımsal girdileri üretmek ve pazarlamak,tarımın ürettiği hammaddeleri mamul gıda,tekstil vb. alanlarda işlemek görevini üstelenmiştir.
Bizde ise tarım her nedense şirketlere ihale edilmeye çalışılmakta.
Gelelim konumuza:
“Türkiye’de de tarım işletmeleri aile işgücü ağırlıklı bir yapıda üretim faaliyetlerine devam etmekte ve bu işletmelerin asıl geçim kaynağını tarım oluşturmaktadır.”
“Türkiye’de tarım işletmelerinin ortalama arazi genişliği 6 hektar olup, %67’sinde bitkisel üretim ve hayvancılık bir arada yapılırken, sadece hayvancılık yapan işletme sayısı ise %3’tür.”
Dünyada yaklaşık 500 milyon olan aile işletmelerinin %85’i özellikle de Afrika ve Asya’da 2 hektardan daha küçük arazileri işletirken, AB’de ortalama işletme genişliği 14 hektar ve Latin Amerika’da 70 hektardır.
Türkiye’de 6 hektar,yani 60 dönüm olması sizi yanılltmasın.Rakamın bu kadar büyük çıkmasının nedeni Doğu ve Güney Doğu ve İç Anadolu’da tarım toprağı arazilerde parsellerin oldukça büyük olmasından ileri gelmektedir.Bu rakamlar Akdeniz,Ege,ve Marmara’da parsel büyüklükleri azalmakta,Karadeniz bölgesinde ise metre kare cinsinden hesap edilme durumundadır.
Türk aile çiftçiliğinin üstün ve güçlü yönleri de bulunmaktadır.Bunların başında ,çiftçi ailesi kanaatkar olduğu için ekonomik krizlerden en az etkilenen kesim durumundadır.
“Karar almada hızlı olması, gelecek nesillerin düşünülmesi, krizlere direnç göstermesi, bağımsızlık, yüksek motivasyon, iş yoğunluğu olması durumunda aile bireylerinin işlere yardım etmesi olarak ifade edilebilir. Zayıf yönleri ise sermayenin az olması, yetersiz ölçek ekonomisi, riski üstlenme, verasetteki güçlükler, uzmanlığın yerini genel bilginin almasıdır.”
Bunun yanında zayıf yönleri daha fazladır.
“Türkiye’de tarımsal faaliyette bulunan aile işletmelerinin olumlu tarafları yanında bazı zorlukları ve sorunları da bulunmaktadır. Kaynak ve hammadde temininde karşılaşılan sıkıntılar, nüfusun yaşlanması ve çocukların arazileri terk etmesi, eğitim ve finansman hizmetlerinin eksikliği ve erişim güçlükleri, fiyat oluşum süreçlerine az ya da hiç.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.