3 yıl önce düzenlenen Milli Tarım şurası planlama grubu sonuç raporunda Türk tarımına yönelik rapor düzenlendi.
Aşağıda aldığımız sonuç ve değerlendirmelerin ne derece uygulanıp uygulanmadığını,ne derece gerçekçi olduklarını, Türk çiftçisi için önemini okurlarımızın takdirine bırakıyoruz.
“• Kayıt sistemi oluşturulurken tarım arazisini ve ürünü takip etmek yerine bir karar verme birimi olarak işletme izlenmelidir. Tarım işletmelerinin tipi, sahip olduğu arazi, sermaye miktar ve dağılımı, ürün deseni, verimlilik ve kârlılık göstergeleri vb. hususlar izlenmelidir. Buna ilave olarak tarımda iş gücünün üretim bölgelerine göre dağılımı, işletme ve üretici ihtisasları açısından dikkate alınmalıdır. Kamu politikalarına yön verecek, piyasa değişkenlerinin izlendiği sistemle entegre bir merkezden koordine edilebilecek kayıt sisteminin ve buna dayalı erken uyarı sistemlerinin oluşturulması gerekmektedir. Bu amaca yönelik olarak Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde üretim ve piyasa izleme için Genel Müdürlük oluşturulması karar vericileri etkinleştirmek açısından önem taşımaktadır. Nitekim tarımsal üretim ve planlama yapabilmek için sağlıklı veriye ihtiyaç vardır. Sağlıklı veri ise ancak oluşturulacak karar destek sistemiyle mümkün elde edilebilecektir.
• Arazi toplulaştırmaları, birim parsel başına tek bir varise sürdürülebilir geliri sağlayacak işletme büyüklüğü dikkate alınarak ve mülkiyet hakları düzenlenerek yapılmalıdır. Arazi toplulaştırılması yapılan yerlerde tüm tarla içi hizmetlerin ve kapalı devre sulama sistemlerinin tamamlanmış olması gerekmektedir. Ayrıca toplulaştırma yapılmış alanlarda üretim desenine göre tarla içi sulama sistemlerinde basınçlı sulama sistemlerinin kullanımı zorunlu hale getirilmelidir (Arazi parçalanması yerine işletme bütünlüğünün korunması kavramı ön planda tutulmalıdır).
• Türkiye tarım bölgelerinin toprak kabiliyetleri, iklimsel özellikleri sosyal, kültürel ve ekonomik özellikleri dikkate alınarak homojen tarımsal üretim bölgeleri tanımlanmalıdır. Üretim bölgelerindeki toprak yapısı ve iklimsel faktörler yetiştiriciliği yapılması planlanan ürünlerin ekolojik isteklerine uygunluk, bölgenin tarıma dayalı sanayi yapısı, pazar olanaklarının, tarım kültürünün, sahip olunan kaynakların miktar ve niteliklerinin, iş gücü varlığının ve iş gücü verimliliğinin, işletmelerin genel özellikleri ve teknik katsayıların (üretim fonksiyonları), ürün piyasası değişkenlerinin (fiyat, nakliye vb.) bilinmesi planlanma açısından büyük önem taşımaktadır. Ayrıca sosyal yapının bilinmesi istihdam olanakları, gerekli iş gücünün temini ve kırsal nüfusun sürdürülebilir istihdamı açısından dikkate alınmalıdır. Dolayısıyla üretim bölgelerinin oluşturulmasında ve planlamada sadece toprak yapısı ve iklimsel faktörler değil aynı zamanda sosyoekonomik faktörler (özellikle demografik yapı) dikkate alınmalıdır.
• Oluşturulan üretim bölgeleri kendi içerisinde işletmelerin sürdürülebilirliği açısından ölçeklerine işletme tipolojilerine göre sınıflandırılmalı ve verilmesi planlanan tüm destekler işletme bazında ve sürdürülebilirlik esasına göre olmalıdır.
• Tarım ürünlerinin yurt içi ve yurt dışı talebi yıl içerisinde birkaç kez tekrarlanarak ölçülmeli ve üretim planlamalarında yönlendirici olmalıdır. Tüketim alışkanlıkları bölgesel ve il bazında ölçülmeli yıllara göre değişimi takip edilerek değişimi etkileyen faktörler üretim planlaması açısından politika aracı olarak kullanılmalıdır (Son yıllarda zorunlu tüketim malları olan hububat, baklagiller ile yağlı tohumlu bitkilerin ekim alanı %13 azalmış, mutlak tüketime ihtiyaç duyulmayan meyve üretim alanı aynı süreçte %25 artmıştır). Zorunlu tüketim mallarının ihtiyaçlarının karşılanması öncelikli olmakla birlikte ihracat gelirlerini artırmak için katma değeri yüksek ve mutlak üstünlüğe sahip olduğumuz ürünlerin planda yer almasına dikkat edilmelidir.”
• Politika geliştirilmesinde yerel özelliklerin dikkate alınması, politikaların benimsenmesinde etkili olacaktır. Bu nedenle tarım sektörü için geliştirilen politikalarda yerel tarımsal teamüller (örfi hukuk), bölgesel yetiştiricilik uygulamaları ve üreticilerin yetiştiricilik bilgi seviyeleri dikkate alınmalıdır.
• Tarımsal üretim planlaması devlet politikası haline getirilmeli ve kanunla güvence altına alınmalıdır. Üretim planlaması kapsamında üretimi yönlendirme etkisi olan altyapı, kırsal kalkınma ve üretim desteklerinin tek bir çatı altında koordine edilmesini sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Farklı kurumlar tarafından uygulanan destekleme araçlarının tek merkezden ve ortak amaçlar doğrultusunda üreticiye ulaştırılabilecek şekilde düzenlenmesi hem kamu kaynaklarının etkin kullanımını sağlayacak hem de kanunla belirlenen üretim planlamasının gerçeklemesine olanak sağlayacaktır.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.