Takip Et

TARIM TOPRAKLARININ VERGİLENDİRİLMESİ-1

Tarımın en değerli varlığı tarım topraklarıdır. Tarım topraklarının mülkiyetine ilişkin ilk düzenleme 17.2.1926 tarih ve 743 sayılı Medeni Kanununda taşınmaz mülkiyetler kapsamında ele alınmıştır. Bu yasa 22.11.2001 tarihinde 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu adı ile yeniden düzenlenmiştir.

Ancak taşınmaz mülkiyetin düzenlenmesinde ilk yasaya göre fazla bir değişiklik de olmamıştır. Tarım topraklarına ilişkin ayrı bir düzenlemenin bulunmadığı ve gerekli görülen konularda tarım topraklarına özel göndermeler yapılmıştır.

Emlak-Arazi Vergisi 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu (EVK), Türkiye sınırları içerisinde bulunan binalardan ve arazilerden alınacak olan vergiyi düzenlemek amacıyla kabul edilmiştir.

EVK’nun 15. maddesinde bazı tarım toprakları için geçici muafiyet halleri hükme bağlanmıştır. Geçici muaflık kapsamında değerlendirilen tarım toprakları şu şekilde belirlenmiştir; “1. Toprak ve topoğrafik özellikleri ve erozyon gibi sınırlayıcı faktörler sebebiyle kültür bitkilerinin yetişmelerini engelleyen araziden; bataklık, turbiyer, çorak, makilik, çalılık, taşlık ve diğer haller dolayısıyla üzerinde tarım yapılamayan alanların, ıslah önlemleriyle yeniden tarıma elverişli hale getirilmesinde 10 yıl, 2. Teknik, ekonomik ve ekolojik bakımlardan gerekli koşulları taşıyan arazide yeniden fidanla dikim veya aşılama veya yeniden yetiştirme suretiyle ağaçlık, meyvelik, bağ ve bahçe meydana getirilmesinde asgari 2 yıl, azami 15 yıl süreyle arazi vergisinden muaftır”. Ayrıca, EVK’nun 14. maddesine göre belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan tarım topraklarının(arsalar hariç) toplam vergi değerinin 250 milyon lirası vergiden istisna edilmiştir. Aynı yasanın 18. maddesindeki yapılan değişiklik ile arazi vergisinin oranı arsa özelliğindeki topraklar dışında binde bir, arsalar için ise binde üç olarak belirlenmiştir. Bakanlar Kurulu belirlenen bu oranları yarısına kadar indirmeye veya üç katına kadar artırmaya yetkili kalınmıştır.

Yasanın vergi muafiyet ve istisnalarının düzenlendiği 4. maddesinde, tarımsal üretim için ayrılmış bulunan binaların bu yasa kapsamında vergilendirilmeyeceği açıkça düzenlenmiştir. Çiftçiler, bizzat kendi tarımsal faaliyetlerinde kullanmak ve bunları kiraya vermemek koşulu ile makine, samanlık, arabalık, ağıl, kümes, koruma mahalleri, seralar ve benzeri binalar ile bekçi bina, kulübe ve barakaları; su ürünleri üreticileri ise, üretimde kullandıkları ağ ve alet depoları, kayıkhaneler ve işçi, bekçi bina ve kulübelerine sahip olmalarından dolayı vergiden muaf tutulmuşlardır.

Tarım topraklarının mülkiyetinin kazanılması için tapu kütüğüne yazım gereklidir(Madde 705)Mülkiyetin kazanılması için hukuki bir işlem yapılmalı, mülkiyetin devrini amaçlayan sözleşmeler resmi bir biçimde düzenlenmiş olmalıdır(Madde 706). Bu tür sözleşmeler ve miras ile toprakların mülkiyeti devren alınabilir. Bu durumda mülkiyet kavramı hukuki işlemin öncesinde ve sonrasında var olduğu için sadece malik değişmektedir. Tarım topraklarının mülkiyeti bir de bir toprağın işgali, yeni toprak oluşumu ve olağanüstü zaman aşımı ile de kazanıldığında bu durum da aslen edinime girmektedir. Bu durumda hukuki işlem öncesinde mülkiyete konu olan toprak olmadığı gibi, bazen de mülkiyet kavramı bulunmamaktadır. Tarım topraklarının mülkiyetinin aslen edinilmesi özel koşullar gerektiren durumlar için söz konusudur. Örneğin tapu kütüğünde yazımlı bulunan ve malikinin istemiyle terk edilen tarım toprakları işgal yolu ile kazanılabilir ki, Türkiye’de böyle bir uygulamaya rastlanılmamıştır. Ancak olağanüstü zaman aşımı ile edinimde durum oldukça farklıdır. Bunun için tapu kütüğünde yazımlı bulunmayan tarım toprağına davasız ve aralıksız 20 yıl süre ile ve malik niteliği ile elmen olan kimse o toprağın kendi adına kütüklenimine karar verilmesini isteyebilir(Madde 713). Çok özel koşulları gerektiren bu madde ilk Medeni Kanunda da bulunmaktaydı. Türkiye’de toprakların büyük bir oranının tapu kütüğünde kayıtlı olmaması ve yasa maddesinin uygulanmasındaki eksiklik nedeniyle özellikle hazine topraklarının özel mülkiyete geçirilmesine neden olmuştur (434). 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.