Bir tarım toplumu olan Türkler,Anadolu’da yerleşik hayata ve bitkisel üretime geçmeden önce hayvancılık yapan ve ürünleri ile hayatlarını idame eden bir topluluk idi.
Anadolu’ya yerleşme ve iskan süreci ile toprak tarımı gıda ve yem üretimi olarak iki dalda gelişti.Makine ekipman yokluğunu gidermenin yolu küçük sanatkar sınıfının gelişimi ile (demirci,semerci,eğerci,yularcı,kolancı,teyate,nalband vb.) ehlileşmiş ,başta öküz ve az miktarda beygir ile tarla işleme ameliyesi uzun yüzyıllar aldı.
Özellikle sulu tarımın öneminin anlaşılması,1830’larda başlayan tarımda yapısal değişim anlayışı ile makineleşme de tarımda yerini almaya başladı.
Cumhuriyetin kuruluş ile beraber ana ve lokomotif sektör tarım seçildi.Doğru bir tercihle sanayi ve endüstri dallarının tarım üzerine inşası öngörüldü.
Bilhassa Atatürk tarafından Ataürk Orman Çiftliği oluşmasında makne-ekipman deneyiminin başarısı özellikle 1950’li yıllardan sonra sulama ağının genişlemesi,yol ve barajların inşası,elektrifikasyondaki hızlı gelişme tarım topraklarının genişlemesine ve tarımda sulama yolu ile verimin artmasına neden oldu.
Atatürk zamanında başlayan Araştırma Enstitüleri ile halka ulaşma projeleri,Köy Enstitüleri ile öğretmenler aracılığıyla her köye ulaşıldı.
Her öğretmen her köye bir demirci,marangoz atölyesi kurarken ortaya üreticinin ihtiyacına cevap vermeye çalışan makine-ekipman parkları ortaya çıkmaya başladı.
Ancak 1950’li yıllardan sonra plansız bir ithalat furyası ile ihtiyacımız olan olmayan pek çok makine ekipman tarım alanlarında ve köylerde yığılmaya başlandı.
Günümüzde bazı gereksiz tarım alet-maknelerinin bolluğu ve fazlalığı israf derecesini geçerken,üreticimiz hala ihtiyacı olan tarım alet ve meknelerine ulaşamamaktadır.
Konu ile ilgili olarak TZOB(Türkiye Ziraat Odaları Birliği)nin 2019 Zirai ve İktisadi raporuna göz atalım.
“Tarımsal Mekanizasyon Tarım sektörü sadece bitkisel ve hayvansal üretimle insan ve hayvan beslenmesine yönelik ürün üreten değil aynı zamanda pek çok sanayi sektörüne de hammadde sağlayan stratejik bir sektördür. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin tarımsal üretimde neden olduğu belirsizlikler, tarımsal arazilerin parçalı ve küçük oluşu, tarımsal istihdamın giderek azalması, küresel rekabet, girdi fiyatlarında yaşanan artışlar, tarımsal desteklerin yetersiz oluşu gibi pek çok etken tarımsal üretimde verimin düşük olmasına neden olmaktadır.”
“Tarımda verimliliği artırmak, ancak tarımsal girdilerin birbirleriyle uyumlu olarak kullanılmasıyla mümkündür. Tarımsal mekanizasyon bu amacı gerçekleştirmede en önemli araçlarından biridir. Tarımsal üretim faaliyetlerinin etkinliğini artırmanın yanı sıra, ekonomikliğini sağlamak ve çalışma koşullarını iyileştirmek açısından tarımsal mekanizasyon oldukça önemli ve tamamlayıcı bir teknolojidir.”
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.