Takip Et

1930-39 YILLARINDA TÜRK ÇİFTÇİSİ VE TARIMININ DURUMU-2

Hükümet, verginin tabana yayılması yoluyla, geniş köylü yığınlarını ağır vergi yükü altına sokmayacak yöntemlerle tarımsal katma değerin daha büyük bir kısmını vergilendirebilir ve iktisadi gelişme programlarını daha büyük kaynaklarla destekleyebilirdi. Ancak, siyasal iktidarın dayandığı toplumsal temellerde büyük arazi sahiplerinin önemli bir yer işgal etmesi bu yönde bir vergi politikasının geliştirilememesinde başlıca etken olmuştur. Ekonominin en büyük sektörünün, bu sektörde yaratılan katma değerin çok küçük kısmını doğrudan vergi olarak ödemiş olması, iktisadi gelişme politikasının belki de en önemli sınırlayıcısı olmuştur (378).

Aynı yıllarda verginin sektörler arası paylaşımı aşağıdaki tablodaki gibi gerçekleşmiştir.

Devlet Gelirlerinin Yükümlüler Arasında Dağılımı

Gelir Grupları 1930-1931 (%) 1934-1935 (%)

Gayrimenkul sahiplerinden alınan vergi 6.29 4.72

Çiftçilerin yüklendiği vergiler 15.53 12.80

Ticaret ve sanayinin yüklendiği vergi - 4.94

Serbest meslek erbabının yüklendiği vergi 10.61 0.18

Hizmet erbabının ve küçük sanatçıların yüklendiği vergi - 18.55

Dolaylı vergiler 67.57 58.51

Toplam 100.00 100.00

Bu dönemden önce, aşarın kaldırılmasıyla doğan açığı kapatmak ve hazineye gelir sağlamak için yeni vergiler getirilmiş, ancak, bu vergilerden sağlanan gelirlerin yetersizliği yüzünden, yukarıda belirtilen gerekçeyle ücretliler üzerine konan vergiler çeşitlendirilmiş ve artırılmıştır. Farklı bir ifadeyle vergi politikası daha çok iktisadi gelişmeyle ilgili kamu hizmetlerinin finansmanı için kaynak sağlamak amacını gütmektedir (379). 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.