Ülkemiz tarım ,orman ve mera alanları açısından oldukça fakir durumdadır.
Topraklarımızın %26,sı ekili-dikili arazi, %5,'i nadas alanı, %18,i çayır-meralar, %29'u koruluk ve orman alanı, %3.3'ü tarım yapılabildiği halde kullanılmayan arazi, %17.2'si ise tarıma uygun olmayan arazidir.
Görüldüğü gibi Türkiye’nin 77,9 milyon hektar olan toprak varlığının 26 milyon hektarını tarım arazileri oluşturmaktadır.
Bu araziler içinden tarım yapılanlar ele alındığında Türkiye’ni genel olarak dağlık bir arazi yapısına sahip olduğunu görmekteyiz.Bu dağılım ise bizim 1. Ve 2. Sınıf tarım arazilerimizin neden daha az olduğunun göstergesidir.. Türkiye’de arazilerin %55,9’u 1.000 m’nin üstünde yükseltiye ve %62,5’i %15’ten daha fazla eğime sahiptir. Türkiye’de toplam arazinin %24,5’i I+II+II. sınıf topraklardan oluşmaktadır. Bu kaliteli üç sınıf toprak içinde tarım topraklarının payı, %90’dır.
Cumhuriyetin ilk birkaç yılı hariç olmak üzere Türkiye, uzun süre tarım ürünleri açısından kendine yeterli olmuştur. Ancak, yönetim sorunları, nüfus artışı ve yanlış tarımsal politikalar sonucunda günümüzde buğday gibi bazı temel tarım ürünleri başta olmak üzere bazı temel tarım ürünlerini dahi ithal etmek zorunda kaldık.
Tarımın alanı topraktır.Tarım alanlarını etkileyen başlıca fiziksel sorunlara erozyon, kuraklık gibi toprak yapısını ve bitkileri doğrudan etkileyen unsurları örnek olarak verebiliriz.
Ancak doğal olaylara ek olarak insan eliyle ortaya çıkarılan fiziksel sorunlar da vardır. Bunların başında aşırı gübre kullanımı gelmektedir. Toprağa eklenen yapay gübrelerin amacı, bitkiler tarafından sürekli kullanıldığı için eksilen maddeleri insan eliyle toprağa eklemektir.
Toprakta verim kaybı olmazken bazı üreticilerin "toprağa ne kadar fazla yapay gübre verirsem verim de o kadar artar" şeklinde bir yanlış görüş yaygındır. Gerçekte ise aşırı miktarda kullanılan gübre, toprak yapısının bozulması, toprağın pH değerinin değişmesi gibi olumsuz etkilere sahiptir.
Sulamanın da bilinçsizce yapılmasının toprağa zararlı olduğu da bilinen bir gerçektir. Özellikle yan kurak iklim özelliklerine sahip yerlerde yapılan fazla sulama, yüzeye doğru yükselmesine, toprakta sertlik oluşmasına,Ph artışına ve tuzlanmaya yol açmaktadır.
Konya ovası toprak kaybı ve tuzlanması için en bariz örnektir. Konya Ovası'nda olduğu gibi, bireysel kuyular açılarak yapılan sulama, taban suyunun her geçen yıl daha derine inmesine neden olmaktadır
Sulamada kullanılan suyun kirliliği de tarım toprakları için ayrı bir tehlikedir.
Bunların dışında toprakların yanlış kullanımı, toprağa uygun olmayan ürünlerin yetiştirilmesi de toprağın kaybının nedenleri arasındadır.
Türk tarım topraklarının kaybolmasında en önemli sorun inşaat, turizm,enerji,maden gibi sektörlerin tarım alanlarını işgal etmesi ve şehirleşme olgusunun tarım toprakları aleyhine gelişmesidir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.