Takip Et

TÜRKİYE EKONOMİSİ VE TARIM

Tarım sektörü ve sektörün amacı olan tarımsal üretim genel ülke ekonomisi ile doğrudan ilişkilidir.

Ancak ülkeden ülkeye farkeden genel ekonomi ile tarım sektörü arasındaki etileşim biçimi ve oranıdır.Tarım sektörü ne kadar güçlü ise ekonomiye olumlu katkısı da o decere yüksek olurken kırılgan ekonomik yapılarda ekonomik sarsıntı ve dalgalanmalardan ilk olarak ve olumsuz anlamda etilenen öncelikli sektör tarım olmaktadır.

Türk ekonomisi içinde tarım sektörünün durmunun tespiti bu iddia ile yakından ilgilidir. Çünkü,son 10-15yıl içerisinde küresel,bölgesel ve ulusal kaynaklı ekonomik gel-gitler Türk ekonomisini bazen olumlu çoğu zaman da olumsuz olarak etkilerken tarım sektörü neredeyse her dönemde olumsuz etkilenmiştir.Ekonominin büyüme kaydettiği dönemlerde dahi tarım sektörü diğer sekötrlere göre ya küçülmüş ya da görece daha az büyüme göstermiştir.

TZOB(Türkiye Ziraat Odaları Birliği) 2019 Mayıs ayında yapılan Genel kuruluna sunulan İktisadi ve Zirai raporda yer alan kurum görüşleri bu doğrultudadır:

“2008-2009 dünya ekonomik krizi sonrasında, 2010 ve 2011 yıllarında yüzde 8,5 ve yüzde 11,1 gibi çok yüksek büyüme hızlarına ulaşan Türkiye ekonomisi, 2012 yılında yüzde 4,8, 2013’de iç talebin artışıyla yüzde 8,5, 2014 yılında yüzde 5,2 büyüdü.

2015 yılında, yüzde 5,1, 2016 yılında yüzde 3,2, 2017 yılında yüzde 7,4 büyüyen ekonomi 2018 yılında yüzde 2,6 büyüme gerçekleştirdi.

2015 yılında 11 bin 19, 2016’da 10 bin 883, 2017’de 10 bin 602 olan kişi başına GSYH, 2018 yılında 9 bin 632 dolara geriledi.

2011-2014 döneminde yüzde 7,4 olan yıllık ortalama büyüme, 2015-2018 döneminde yıllık ortalama yüzde 4,8’e indi.”

Buna mukabil,” Tarım sektörü 2011 yılında yüzde 8,2 oranında ekonomiden pay alırken, bu oran 2018 yılında 2,4 puan gerilemeyle yüzde 5,8’e geriledi.

Sektörün GSYH’deki payı, ekonomimizin yapısının değişimine ve gelişimine uygun olarak sanayi, hizmetler sektörüne göre gerilemiştir.

2011-2018 döneminde sanayi sektörünün ekonomideki payı 2,4 puan artarak yüzde 19,8’den, yüzde 22,2’ye çıkarken, hizmetler sektörü 1,1 puan artarak yüzde 52,8’den yüzde 53,9’a yükselmiş, yüzde 7,2 olan inşaat sektörünün payında ise bir değişiklik olmamıştır.

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nden bir grup akademisyenin görüşleri ise, “Tarımın Türkiye ekonomisindeki önemi nispi olarak azalmış görülmektedir. Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda tarımın GSYİH’daki payı %42.8 iken 1970’li yıllarda %36.0, 1985 yılında %25.0, 1990 yılında %16.0, 2000 yılında %13.5 oranında gerçekleşmiştir son on yıllık değişim incelendiğinde ise 2003 yılında %11.1 olan değer, 2012 yılında %9.0’düşmüştür. Tarımın büyüme hızı ise 2003 yılına -%2.2 iken, 2012 rakamlarına göre %5 artış göstererek %3.1 oranında gerçekleşmiştir. On yıllık süreç içerisinde tarımda büyüme oranın en yüksek olduğu yıllar 2005 ve 2011 yılları olmuştur.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.