AyFm 100.5
  • 9 Temmuz 2025, Çarşamba

Özgürlük suç sayılırsa…

Gece yarısı, herkesin uykuda olduğu saatlerde bir aslan, özgürlüğe doğru ilk adımını attı. Antalya’nın Manavgat ilçesinde bir hayvanat bahçesinden kaçan bu aslan, ne yazık ki bir tarlada bekçilik yapan vatandaşa saldırdıktan sonra vurularak öldürüldü. Yetkililer, halkın güvenliğini sağlayabilmek adına “etkisiz hale getirme” kararını verdiklerini açıkladılar. Her şey prosedürlere uygun görünüyor. Ama ya vicdan?

Aslanlar ormanların krallarıdır. Avlanmayı, kovalamayı, sürüleriyle yaşayıp güneşin altında özgürce yatmayı bilirler. Ama biz, onları “eğitim”, “eğlence” ya da “koruma” adı altında demir parmaklıkların ardına hapsetmeyi meşru sayıyoruz. Sonra da o demir parmaklıkların bir gün kırılabileceğini hiç düşünmeden seyirlik bir hayat kuruyoruz.

Bir hayvan neden kaçar? Çünkü doğasına aykırı bir yaşam içindedir. Kaçan aslan, doğasına dönmeye çalışıyordu. Orman onun eviydi, biz onu betonla çevreledik. Şimdi soralım kendimize: O aslan saldırgan mıydı, yoksa sadece ne olduğunu anlayamadan kendini savunmaya çalışan bir kurban mıydı?

Hayvanat bahçeleri, yıllardır çocuklarımıza hayvan sevgisi aşılamak adına ziyaret ettiğimiz yerler oldu. Ama ne pahasına? Bir çocuğa hayvan sevgisi demir parmaklıklar ardında gözleri boşluğa bakan bir kaplanı göstererek mi anlatılır? Ya da sıkıntıdan kendi etrafında dönmeye başlayan bir ayının trajik haliyle mi?

Bugün Manavgat’ta bir aslan öldü. Ama aslında sadece bir hayvan değil, doğanın bir sesi susturuldu. Ve biz, bunu “önlem” adı altında bir çırpıda geçiştirdik. Oysa asıl soru şu: Bu olay yaşanmasaydı bile, o aslan zaten her gün yavaş yavaş ölmüyor muydu?

Hayvanları korumak, onları kafeslerde tutmak değildir. Gerçek koruma, onların doğal yaşam alanlarını korumaktır. Doğal yaşam parkları adı altında kurulmuş ama gerçekte ticari kaygılarla yönetilen birçok kurum, hayvanlara sadece “seyirlik” bir ömür sunuyor. Ve o ömür, çoğu zaman sessiz bir çığlıkla geçip gidiyor.

Artık sormamız gereken soru şu: Aslan mı tehlikeliydi, yoksa biz mi?

Doğayı seven, doğayı tanımayı ve anlamayı isteyen her birey, artık bu gösteri alanlarının ardında yatan gerçekleri görmek zorunda. Hayvanat bahçelerinin devri kapanmalı. Eğitim ve koruma adına oluşturulmuş yapılar, hayvanların değil insanların vicdanlarını rahatlatmaya hizmet ediyor.

Bir kafeste aslan kral olamaz. Ve bir kral özgürlüğü için kaçtığında, onu öldürmek ne kadar haklı olabilir?

Ya doğaya ya da beton duvarlara hizmet edeceğiz. Seçim, her zamankinden daha çok bizim.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.