AyFm 100.5
  • 6 Ağustos 2025, Çarşamba

“Bir imza ile başlar, ama bitmek bilmez: Boşanmak”

Evlenmek kolay…

Bir kalem, bir “evet”, birkaç tebessüm ve arka planda çalan bir nikâh şarkısı…

İki insanın hayatı, birkaç dakika içinde birbirine bağlanıveriyor.

Ama aynı kolaylık boşanmakta yok.

Hele ki o boşanma çekişmeliyse…

İşte o zaman gerçek savaş başlıyor.

Bir kadın için çekişmeli boşanma, sadece bir ilişkinin sonu değil; adeta bir karakter testine dönüşüyor.

Yıllarca aynı yastığa baş koyduğu insanla, bu kez mahkeme salonlarında göz göze geliyor.

Dün elini tutan adam, bugün onun anneliğini sorguluyor.

“İyi bir eş miydi?”, “Çocuklarına bakabiliyor mu?”, “Sadık mıydı?” gibi kırıcı sorular havada uçuşuyor.

Bir kadının her şeyi didik didik ediliyor:

Geçmişi, davranışları, hatta giyimi bile…

Sanki sadece boşanmak istemek bile başlı başına bir suçmuş gibi.

Karşı taraf suskun kalmıyor, yıpratıyor, yoruyor, geciktiriyor…

Aylarca, bazen yıllarca süren bir dava, kadının sinirlerini, umutlarını ve inancını tüketiyor.

Ve herkes kolayca “boşanmak medeni bir haktır” derken, kimse bu hakkın kullanılmasının bu kadar zor olabileceğini düşünmüyor.

Kadın çoğu zaman ekonomik olarak zaten dezavantajlı.

Üstüne bir de maddi taleplerini “fırsatçılık”, çocuklarını istemesini “bencillik” olarak gösteren bir sistemle karşı karşıya kalıyor.

Ve tüm bunlar olurken kadın hâlâ sabretmek zorunda kalıyor.

Çekişmeli boşanma yaşayan bir kadının yükü sadece adliyede bitmiyor.

Gece yatağında dönüp duruyor, gündüz iş yerinde gülmeye çalışıyor, çocuklarına belli etmemeye uğraşıyor.

Ama içten içe, parça parça dağılıyor.

Ve kimse ona “yoruldun mu?” demiyor.

Sadece güçlü olmasını bekliyorlar.

Hep güçlü, hep dimdik, hep sağlam…

Ama bu gerçek değil.

Bir kadın boşanırken en az bir defa kırılıyor.

Bazen hayal kırıklığıyla, bazen ihanete uğramışlıkla, bazen de hiç beklemediği iftiralarla…

Ve bu kırıklıklar öyle kolay onarılmıyor.

Boşanmak, evlenmek kadar kolay değil.

Çünkü evlilik umutla başlıyor ama boşanma çoğu zaman mücadeleyle bitiyor.

Bir kadın “bitirmek istiyorum” dediğinde; hem sistemle, hem toplumla, hem de duygularıyla baş başa kalıyor.

Ama bilinsin ki…

Boşanmak, bir kadının tükenmişliği değil, bazen yeniden doğuşudur.

Bir cesaretin, bir özgürlük arayışının adıdır.

Ve bu süreçte kadına en çok ihtiyaç duyduğu şey; yargılanmak değil, anlaşılmak…

Köstek değil, destek bulmaktır.

Çünkü bir kadın çekişmeli bir boşanmanın içinden çıkabiliyorsa, yalnızca evliliği değil; kendine olan inancını da yeniden kuruyor demektir.

Ve bu hiç ama hiç kolay değildir.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.